75- Erkenden Kalkıyorum Okula Gidiyorum 76 - Sakarya Marşı - Hürmet Sana Ey Şan Dolu Sancağım 77 - Sansar Ve Avcı Yalancı Bahar Dizisinde Çalan Galliyan Şarkısı. FİLİZ 20 Temmuz 2018 İNCE SONRA GÖRĞÜŞÜRZ kendine iyi bak ben gidiyorum 6 da onun yanına gideceğim and life is like a pipe ve hayat bir düdük gibi and i'm a tiny penny rolling up the walls inside ve ben içerde duvarlarda gezinen küçük sıska peniyim we only said goodbye with words kelimelerle güle güle dedik sadece i died a hundred times yüz kere öldüm you go back to her ona geri gittin when i go back to ben geri gittiğimde black, black, black, black siyaha, siyaha, siyaha AdaletBüyükkaya - 1995 - (Krdnz) - Ölürüz Kemençeye/Ben Kemençe Çalamam.mp3 2001/Köy Kızı.mp3 Beşköylü ADEM - Yanarım Ateşine - 2001/Sevdalıyım Bennetflixte izledim en çok güldüğüm sahnede söyle bakem müzik yarışmasıydı.Babam annem ikiside bayıldı gülmekten yerlerde yuvarlandık ama ben satın almadım izlememin sebebi berat efe parların olması esat dora taha en iyi oyunculuk yapanlar bkm çok iyi bir film merkezi.onlarada çok teşekkür ediyorum. Ym0Xq. 1033 Son Güncelleme 1421 Ünzile, köydeki yaşam hakkında "Kadın olmak zor. Erkek olmak zor. İnsan gibi yaşamak hepsinden daha zor. Aileler senin hükmünü doğduğunda veriyor bir kere. Okumak yasak. Dinlemek yasak ve her şeyden önemlisi konuşmak yasak. İnsan olan buna dayanamaz" dedi. Evlendiğinde kocasının da 14 yaşında olduğunu belirterek "Eşimle birlikte büyüdük" diyen Ünzile, "Onunla kaderlerimiz ortak. Her zaman anlayışlı davrandı. Oyun oynayan çocuklara camdan bakıp ağlardım. O da bunu fark ettiğinde köyün tenha yerlerinde oynayan çocukların yanına götürürdü beni. O çocuğa bakar, ben oynardım. Ben bakardım, o oynardı" diye konuştu Cumhuriyet gazetesinden Demet Yalçın Güneş'in haberi şöyle Aysel Gürel'in yazdığı "Ünzile", gerçek bir dramın şarkısı... Hem çocuk hem kadın... 12'sinde ana.... Susar kadın Ünzile... Şanlıurfa'nın merkezine iki saat uzaklıkta sefaletin kol gezdiği kurak bir köyde, konuşmak ne haddine. Hep susturulmuş Ünzile... Şarkıyla adı da bir, kaderi de... Arabayla yavaşça geçtiğim dar köy yolunda, solumda kalan ahırla iç içe olan tek odalı evin önünde yün çırparken söylediği türkülere kulak misafiri olunca yanına gidiyorum. "Fakir yuvamızda bir Tanrı misafiri... Hoş geldin bacım" sözleri dökülüyor ağzından. Çırptığı yünlerin önüne koyduğu iki tabureye karşılıklı olarak oturduk. Etraf sefalet... Etraf yoksulluk... İnek, çocuk, tavuk, yiyecekler, ipte kurumaya bırakılan çamaşırlar... Oturuyoruz, Ünzile çay ikram ediyor. Ünzile 50'lerinde gösteriyor ama sadece 30 yaşında. Yaşadığı köy küçük ama sırtına binen yük büyük. 8 çocuk ve yoksulluk... İki çocuk gerdekte 10 kişilik oturdukları aile sofrasından sırf çocuklarına yetsin diye günlerce aç kalan ve sefaletin her türlüsünü yaşayan bir anne o. Daha doğduğu gün amca ve babasının iki dudağı arasında başlamış kendi ve kocasının kara yazgısı... 11 yaşına gelindiğinde kardeş gibi büyüdüğü 14'ündeki amcaoğlu Ali ile evlendirilmiş. Ardından iki çocuk, hiç olmayacak bir yerde... Yani gerdek gecesinde... Ailelerinin dayattıkları katı kurallar yüzünden gece çocuk girdikleri yataktan sabah olgun kalkmaya mecbur bırakılan iki çocuk... Burada insan olmak zor O geceden sonra başlamış çile... 12'sinde ikiz çocuk vermiş Ali'ye. Ne elde var ne avuçta... Sonrasında sırasıyla 6 çocuk daha. "Yoksulluk yazgın olmaya görsün" diyor Ünzile, ardından bir iç çekerek "Maalesef ki buralarda yaşayanların kaderi de böyle işte. Kimseyi okutmuyorlar. Erkeği de kadını da. Kimse bir mesleğin hayalini bile kuramaz bu köyde. Açlık kaderimiz oldu sanki. Ancak dayanılacak gibi değil. Kadın olmak zor. Erkek olmak zor. İnsan gibi yaşamak hepsinden daha zor. Aileler senin hükmünü doğduğunda veriyor bir kere. Okumak yasak. Dinlemek yasak ve her şeyden önemlisi konuşmak yasak. İnsan olan buna dayanamaz" sözleriyle feryadını dile getiriyor. Yokluk içinde 8 çocuk Sonra duruyor. Eliyle ağzını kapatarak kendini susturmayı deniyor. Öyle alışmış ki acısını içinde yaşamaya, paylaşmamaya. Gözlerinde biriken yaşı farketmemem için "Bu yünler gözlerimi yaşartıyor işte" diye bahane buluyor. Ancak hiç tanımadığı birine içini boşaltmak istiyor olmalı ki dayanamıyor yeniden konuşmaya başlıyor "11 yaşında, kardeşim olarak gördüğüm amcaoğlum ile zorla evlendirildim ben. Çocuk musun? Kalbin istiyor mu? Annen razı mı? Bunların hiçbir önemi yok. Aile büyükleri böyle uygun gördü mü gerisi koca bir hiç. Aslında sadece ben değil, Ali için de kabul etmesi zor bir durumdu bu. Ben 12 yaşında anne, Ali 15'inde baba oldu. Ancak ne elde var ne avuçta. İlk günlerde iki çocuk. Bugün ise sekiz. Ama cepte bir kuruş para yok. Gün geldi yiyecek ekmek bile bulamadık. Hâlâ da bulduğumuz söylenemez." İlk imzamı sınav kâğıdına atmalıydım "En büyük hayalinin veteriner olmak olduğunu anlatıyor Ünzile. Köyün inekleri ve koyunlarının hastalandığı nadir günlerde buraya uğrayan veterinerlere imrendiğini belirterek... Anlattıkça öğreniyorum ki bununla da kalmıyor hayalleri... Daldığı uzak hülyalardan çıkarak acı gerçeklerine dönüyor bir anda, oldukça ciddileşen ses tonuyla başlıyor söze "Bu yaşadığım kâbus benim olmamalıydı. Küçük yaşımda gelinlik yerine kitaplarla kandırılmalıydım. İlk imzam nikâh defterine değil, öğretmenimin verdiği sınav kâğıdına atılmalıydı. Beni bu köye hapseden nice kör cehalet. Bana bu zindanı yaşatanlar da hesabını bir gün nasıl verecek? Bilemiyorum..." Sofrasına bir gün bile yeterli aş girmeyen, çocuk ve belki de hiçbir zaman kadın bile olamamış sekiz çocuk annesi Ünzile, dayanamayıp boynuma sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Elbette ki arkadan onu izleyen çocuklarına göstermeden... Çığlıklarını içinden atarak. O an Cemal Süreya'nın söylediği dizeler geliyor aklıma... Bir kadını ortadan ikiye böl... Yarısı annedir, yarısı çocuk. Kocamla büyüdük - Seni anlıyorum ama yoksulluktan ve sefaletten şikâyet edip 8 çocuğu neden doğurdunu anlayamıyorum. Ah töreler ah. Eğer ben en az beş çocuk doğurmasaydım, en az iki erkek olmak şartıyla tabii, üzerime kuma gelirdi. Aslında Ali kumaya çok karşı. İkimizin hayatını karartan törelere de. Ancak aile büyüklerini karşımıza alamayız. - 11 yaşında evlenip 12 yaşında anne olmak nasıl bir şey? Tabutun içine diri diri girmek gibi bir şey. 11 yaşında bir çocuk oyun oynamak ister. Ben de öyleydim ama ne yazık ki kalabalık misafirlere kazanlarda yemek yapıp 45 yaşındaki evli bir kadının yaşantısı dayatıldı bana. Eşimle birlikte büyüdük. Hatta çocuk salgınlarında biz de çocuklarımızla birlikte yaşımızdan ötürü aynı hastalıktan hastaneye kaldırılırdık. Bunu gören ailelerimiz hiç acımazdı. Hep zorbalık... Hep bir korku salındı üstümüze. Anne ve babamı hiç affetmeyeceğim. - Eşinden sevgiyle bahsediyorsun. Evet. Çünkü onunla kaderlerimiz ortak. Her zaman anlayışlı davrandı. Oyun oynayan çocuklara camdan bakıp ağlardım. O da bunu fark ettiğinde köyün tenha yerlerinde oynayan çocukların yanına götürürdü beni. O çocuğa bakar, ben oynardım. Ben bakardım, o oynardı. Birlikte büyüdük. - Hiç yakalandığınız oldu mu? Ailelerin bu durumda tepkisi sert olsa gerek. Söylediğim gibi aileler acımasızdı. Bunu gördükleri anda beni eve götürüp kemiklerimi kırıncaya kadar döverlerdi. Ardından çocuğa bak, ortalığı temizle, yemek yap. Ezilip moraran ve kanlar akan vücudumdan arta kalan gücümle. aysel gürel ünzile çocuk yaşta evlilik şanlıurfa Köyün yolunda, gidiyorum ben Eve geç kaldım, ne yapacağım? Annem kızarsa, ona diyeceğim ki; Anne yolda bir dana zıpladı yana köyün yolunda, gidiyorum ben Eve geç kaldım, ne yapacağım? Annem kızarsa, ona diyeceğim ki; Anne yolda bir çorap içinde dolap köyün yolundaKöyün yolunda, gidiyorum ben Eve geç kaldım, ne yapacağım? Annem kızarsa, ona diyeceğim ki; Anne yolda bir eşek, kulağı fişek, köyün yolunda, gidiyorum ben Eve geç kaldım, ne yapacağım? Annem kızarsa, ona diyeceğim ki; Anne, yolda bir kaya fırladı aya, köyün yolunda, gidiyorum ben Eve geç kaldım, ne yapacağım? Annem kızarsa, ona diyeceğim ki; Anne yolda bir fare kuyruğu kare, köyün yolunda, gidiyorum ben Eve geç kaldım, ne yapacağım? Annem kızarsa, ona diyeceğim ki; Anne yolda bir horoz elinde gazoz, köyün yolunda, gidiyorum ben Eve geç kaldım, ne yapacağım? Annem kızarsa, ona diyeceğim ki;Anne, yolda bir dana zıpladı yana, Yolda bir çorap içinde dolap, Yolda bir eşek, kulağı fişek, Yolda bir kaya fırladı aya, Yolda bir fare kuyruğu kare Yolda bir horoz elinde gazoz, köyün yolunda. Rotamızı iyi lokantalara uydurduğumuz, anıları planlara katıp muhabbetin dibine vurduğumuz, plakalardan kelime türetip eğlenceye doyduğumuz uzun yollara özlemimiz anlatılır gibi değil. İşin şarkılardan fal tutma faslını saymadık bile. Bu yaz o kısmın bütün yükünü üstünüzden alıyoruz. İster adınızın harflerinden başlayın, ister alfabenin rastgele bir yerine parmağınızı koyun. Sizi A’dan Z’ye ful coşkuya davet ediyoruz. BEGÜM SOYDEMİR Asu Maralman, Ali Güven, Ajda Pekkan, Atiye başlangıç için en uygun şarkı, ismiyle de Aysel Gürel imzalı sözüyle de Asu Maralman’ın Yollar’ı. “Her yolun bir yolcusu var” diye başlar, “Yollar hasretleri bağlar/Yollar gurbetlere uzar/Yollar karanlık yollar/Aydınlık yollar da var” nakaratıyla herkesin bir yerine değer. Hemen arkasından Ali Güven’in “Ardına bakma yolcu” diyen şarkısı Yolcu’ iyi gider. Uzun yol Ajda Pekkan’sız olmaz. İstanbul sınırlarından çıkmadan Moda Yolu’yla başlayın, “Yarın güneş doğmadan/Gitmiş olacağım belki burdan” diyen Son Yolcu’ya uğrayın, biraz da Beş Yıl Önce On Yıl Sonra’yla birlikte söylediği Yolculuk’ta mola verin. Behiye Aksoy’dan Nilü- fer’e pek çok isimden duyduğumuz ama Süperstar’a başka türlü yakışan şarkıyı sona ayırdım Bir Yıldırım Gürses klasiği olan Bir Garip Yolcu’nun “Yalan dünya, her şey bomboş” nakaratının hakkı, en çok camlar açılıp bağıra çağıra söylenerek verilir. İlk bölümün kapanışına ise “Gideni yolla, isterse dönsün sonra” diye diye ses yükseltmelik Atiye şarkısı Salla’ yakışır. B Bulutsuzluk Özlemi, Barış Manço, Bülent Ersoy, Bergen, Bayan Semiha Yolda kornamı çalarım, erkekleri parçalarım Bulutsuzluk Özlemi iyi bir yol arkadaşı. “Solda güneş yükseliyordu” dedikleri Güneye Giderken’ de “Ayağım gaz pedalında/Ardımda fırtına” dedikleri Yine Düştük Yollara’ da temaya uygun. Sonrasına, Barış Manço’nun Yine Yol Göründü Gurbete’si cuk oturur Hatta bir de aynı şarkının Manço’nun 1976’da Belçika’da kaydettiği albüm için seslendirdiği versiyonu olan Lucky Road’u dinleyin. Herhalde biliyorsunuzdur ama hatırlatayım; yanına Diva’nın güçlü nefesini almadan yola çıkan büyük hata eder. Defalarca tecrübe edilmiş garantili iki Bülent Ersoy şarkısını iliştiriyorum Şu zor günleri geride bırakmışken “Dertlerin cümlesine” diye haykırarak İtirazım Var’ı açın, peşine “Ne çektiğimi” kısmına bastırarak Bir Ben Bir Allah Biliyor’ takın. Bu harfin iki müjdesi sonda Bergen’in nadir hareketli şarkılarından, “Âşığım bir şoföre” dediği Şoför’ ve Bayan Semiha’nın ta 1900’lerin başlarında “Yolda kornamı çalarım/Erkekleri parçalarım” diye racon kestiği efsane kantosu Kadın Şoför’. C Cem Karaca, Ciguli, Can Bonomo, Coşkun Sabah Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz Elbette her zaman Resimdeki Gözyaşları’, tabii ki daima Tamirci Çırağı’ ama kafanızı yukarı kaldırır kaldırmaz göreceğiniz manzaranın emrine uyup Cem Karaca’dan bu kez, Nâzım Hikmet’in ölümsüz şiirinden başka bir klasik yarattığı Ceviz Ağacı’nı dinlemelisiniz “Başım köpük köpük bulut/İçim dışım deniz”… En çok fıkır fıkır Binnaz’ı biliyor olabilirsiniz ama gelmiş geçmiş en özel müzisyenlerden Ciguli’nin “Gece gündüz gezersin” diye başlayan Yapma Bana Numara’sını sakın boşlamayın. Araya Can Bonomo’nun “Özgürlüktür benim şarkım” ve “Yollar hep uçsuzdur” sözleriyle listemize giren Kaçak’ını alıp tempoyu biraz düşürdükten sonra Coşkun Sabah’ın “Kaç saatlik yol ki şunun şurası” diye isyan ettiği Okyanus mu İki Şehrin Arası’yla noktayı koyabilirsiniz. Ç Çelik, Çığrışım Nasıl da mutluydu bizim salak! Tek tek birkaç şarkısını önermekle kalmayalım, Çelik’in 2002’de çıkan dokuzuncu albümünün adı Yol’ zira. Efsanelerden Dongi Dongi’, Erkin Koray şarkısı Silinmeyen Hatıralar’, Ebru Gündeş katkılı Sen Yoluna Ben Yoluma’, temamıza başka bir yön çizen Otobüs’, albüme adını veren Yol’ gayet iyi gider. Ekşi Sözlük’ten alıntıyla, memleketimizin bilinen ilk punk ekibi’ olan, Tünay Akdeniz’in kurduğu Çığrışım adlı grubun Salak’ şarkısı da başka bir seçenek. Neden? Çünkü illaki yolda sizi sinir eden birileri olacak; onlara karşı kendinizi bozmayın, hırsınızı o müthiş ekiple birlikte “Saaa-salak” diye bağırarak çıkarın. D Demet Akalın, Doğuş, Deniz Arcak, Deniz Seki Birkaç gün tatile çıkmalıyım Demet Akalın’dan Tatil’i açarken, “Acilen toparlanmalıyım/Üstümden koca bir aşk geçti/Birkaç gün tatile çıkmalıyım/Aklıma gelirsen sana yazarım” satırlarındaki bir aşk’ın yerine salgın’ koyun. Sonra Doğuş’un “Sevda yüklü trenler/Boş raylarda ilerler” dediği Uyan’a bir uğrayın. Boğaziçi olur, Osmangazi olur; yolunuz mutlaka bir köprüden geçecek, siz de o anlarda hemen Duman’dan Köprüaltı’na geçin. Sonra Deniz Arcak’ın “Hadi yoluna” dediği Eyvallah’la biraz sakinleşir, Deniz Seki’den Yakamoz’u dinleyip en güzel yaz gecesi manzaranıza hazırlanırsınız. E Ece Seçkin, Ebru Gündeş, Emel Sayın, Ebru Yaşar, Erol Evgin Aklımı yolda bıraktım inan Yola iki araba çıkmanın lezzeti başkadır. Elimizde hem bu duruma hem neşe artırmaya yönelik şarkı da var üstelik. Ece Seçkin’den Adeyyo’yu dinlerken “Upuzun yollar arkandayım/Takip mesafesi aramızda” kısmında sesi açarsınız. “Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm” derken insanın içine içine işleyen Sezen Aksu şarkısı Kaçak’ı Ebru Gündeş’ten dinleyin. Üstüne bir de “Aklımı yolda bıraktım inan” dediği Fırtınalar’ cilası çekersiniz. Emel Sayın’la Gideceğin Yere Beni de Götür’ durağında nefeslenip Ebru Yaşar’dan Bu Sahilde’yi ve “Biz seninle ekmekle tuz gibi/Yaz gününde buz gibi/Sekizle dokuz gibi/Ayrılamayız” sözleriyle aşırı eğlendiren Sekizle Dokuz’u yüksek sesle söyleyin. E, Erol Evgin’siz E’ olmaz. Hemen Söyle Canım’, İşte Öyle Bir Şey’, Sevdan Olmasa’, Bir de Bana Sor’, İçimdeki Fırtına’ diye sıralamaya başladınız muhtemelen ama öyle kolaya kaçacak değiliz; önerimiz, “Şoför Mehmet deyip geçme/Onun da bir kalbi vardır” sözleriyle gönül çelen Şoför Mehmet’. Şarkının sözleri Çiğdem Talu’ya, bestesi Gündüz Pamuk’a ait üstelik. Evet, Orhan Pamuk’un babasına. Bomba değil mi? F Ferdi Tayfur, Fikri Karayel Bakışların bana biraz cesaret versin “Toprak olur, taş olurum/Yolunda yoldaş olurum/İstersen gardaş olurum”; evet, şimdi hep beraber Merak Etme Sen’. Ferdi Tayfur’un bir numaralı şarkısı unutulur mu hiç? Tayfur’dan bağlamsız bir bonus da verelim Sigarayı Bıraktım’… Bir de Fikri Karayel var tabii unutmamamız gereken çünkü sanki bu listeye girmek için özel çalışmış kendisi! Trenler’i mutlaka dinleyin ama asıl “Tutmayın, yol verin gidene” dediği Yol’u listenize alın. G Gazapizm, Göksel, Gökhan Tepe, Grup Gündoğarken, Gökhan Özen, Gülben Ergen Sezonu açtım, oh mis! Gazapizm’in Yol’ şarkısı her şeyden önce sade suya tirit olmayan, manalı sözleriyle çağırıyor. Favori bölümüm “Sen önünden doy/Gözün açlığı zor/Hazların da yol, vicdanın da yol”. Göksel’in Uzun Uzun Yollar’ı âdetten. Gökhan Tepe’nin Yürü Yüreğim’i “Gidelim buralardan” sözüyle tavlayıcı. Grup Gündoğarken’in Bir Yaz Daha Bitiyor’unu dönüşe ayırmak gerek, şimdi Yol Aldım Sevdalardan’ dinleyin. Gidişe Gökhan Özen’in Mis’i yakışır; baksanıza şu sözlere “Bi bilet aldım, oh mis/Sezonu açtım, oh mis/Denize karşı şöyle/Bi nefes aldım, oh mis”… Elimizde bir de adı Uzun Yol Şarkıları’ olan Gülben Ergen albümü var. 2009 tarihli akustik albümden en çok Oğuzhan Koç’la tanışmamızı sağlayan ve o dönem hayli ses getiren Giden Günlerim Oldu’yu hatırlarsınız muhtemelen. Bu sefer diğerlerine de bir şans verin. H Hande Yener, Haluk Levent, Hadise, Hakan Peker Tatile çıkmadım, çıkamadım Çelik-Ebru Gündeş düetiyle aynı isimde Sen Yoluna Ben Yoluma’ bir Hande Yener şarkısı da var. Ama ondan seçeceğimiz parça “Uçak, gemi, tren, bir araba fark etmez/Bu yolu hiç dert etmez kalbim” diye başlayıp “Gideceğim tek yer” diye bağladığı Havaalanı’. İstikamet oralara doğruysa Yener’den Bodrum’u da dinleyebilirsiniz. Yollarda Bulurum Seni’yle Haluk Levent’e selam çaktıktan sonra Hadise’den Yaz Günü’yle havaya girmek kolay olacak. Vurucu darbeyi gene sona sakladım tabii. Hakan Peker’den Tatile Çıkamadım’. Neyse ki siz çıkabildiniz ama sözlerin hakkını vermenize mani değil bu “İnanamıyorum var mı ötesi/Oluvermişim yedi köyün delisi/Kaldım bekâr bayram ertesi/Tatile çıkmadım, çıkamadım”… I Işıl German, Işın Karaca, Irmak Arıcı Yaklaş ama kalsın az bi mesafe Bazen küçük şeyler vesile olur, hayatınızı güzelleştiren bir detayla tanışırsınız. Hâlâ dinlemediyseniz Aşk Yolu’ndan başlayarak, kıymeti pek bilinemeden 2017’de aramızdan ayrılan Işıl German’a merhaba deyin. Ağlıyorsam Sen Aldırma’, Baksana Bana’, Çağan Irmak’ın Yolculuk’ 2005 filminin son sahnesinde çalınca yıllar sonra yeniden gündeme gelen Aşkın Kederi’ ve orijinali Patrick Topaloff’un Allo… Lola… C’est Lolo’su olan Biliyorum Sensin O’yu şimdilerde 2. Sayfa’ programının müziği olarak kullanılıyor arka arkaya dinleyin. Sonra Işın Karaca’nın tam bu döneme uygun olarak “Yaklaş ama kalsın az bi mesafe/Mişli geçmiş olmuş her şeyimiz külliyen hurafe/Gönlümüz dolmuş, olmuş sıkış sıkış/Nereye kadar onla bunla bakış bakış” dediği Az Bi Mesafe’ye uğrayın. Kapanış için de karantina günlerine bir selam çakıp Irmak Arıcı’dan Bir Devir Bitti’ye tıklarsınız. İ İbrahim Tatlıses, İsmail YK, İzzet Altınmeşe Diskoda rap yaparsın İbrahim Tatlıses’ten şöyle iç yakan bir uzunhavamız olmasın mı yani? Mutlu Ol Yeter’ albümündeki 1982 Yaz Gelsin de Gidelim’, “Saçlar gerdan yaylasına dökülsün de gidelim/Kurban gidelim, burdan gidelim” sözleriyle biraz gözleri doldurur. Peşine gene İmparator’dan bir Yallah Şoför’, bir de Tren Gelir Hoş Gelir’ takıp hüznü dağıtın. Sonra İsmail YK’dan Bas Gaza’ gelsin. Ama öyle sorumsuzca hızlanmanıza müsaade edemeyiz. Siz hemen bir yandan Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce yavaş’ hêdî, şuvey, slow mesajı verirken, bir yandan da aşırı eğlenceli bir şarkı söyleyen İzzet Altınmeşe’nin Tappo Rappo’suna kulak verin “Tappo rappo edersin/Diskoda rap yaparsın/ Kalbini çok yorarsan/Sonra hapı yutarsın”… J Jale, Jehan Barbur, Jabbar Ormanlar olsun ucunda Ne çok Sen Yoluna Ben Yoluma’ isimli şarkı varmış! Eksik kalmasın, başlamışken Jale’ninkini de dinleyip üçlemeyi tamamlayalım. Bitmesin isteyeceğimiz, iki yanı ağaçlı virajları alırken Jehan Barbur’un Yollar’ı gelsin “Git git uzanma bana, yollar senin nasıl olsa/Son bir hikâye ver bana, ormanlar olsun ucunda”… Günbatımına yakın Jabbar’ın Serenay Sarıkaya’yla birlikte söylediği Haz’a geçersiniz “Gün batmaz sende güzelsin, gülersin/Hep yaz sende güneşsin, yakarsın/Haz sende titretir ruhunu/Biraz bende”… K Kayahan, Kenan Doğulu, Kalben, Kibariye, Kaan Öztürk Ah, nasıl yollarına bakacağım kim bilir… “Sen benim uğurlu yolumsun” kısmından tutturup Seninle Her Şeye Varım Ben’den mi girersiniz yoksa yaz tatiline en yakışan cümle Atın Beni Denizlere’ye mi kulak verirsiniz bilmem ama herhalde koca yol boyu kulağınızı Kayahan’sız bırakmazsınız. Kenan Doğulu’nun “Aşk aşk diye yollara düştüm/Gitme seninle gelemem artık” diye başlayan Haykırış’ındaki bazı satırlar size tanıdık gelecek Sevemem Artık’/Ömür Göksel ama bunun müziği bambaşka, mutlaka dinleyin. Sonra Kalben’e, “Geceden düştüm yola” dediği Yol’ şarkısına geçersiniz. Oradan Kibariye’nin “Kalben ne kadar dertli olacağım”, “Ah nasıl yollarına bakacağım” diyerek hayatımıza girdiği klasiği Kimbilir’e geçmek kolay olacak zaten. Varış noktasına birkaç kilometre kala da Kaan Öztürk’ten Yollarda Yoruldum’u açarsınız. L Lale Belkıs, Levent Yüksel, Lara Gölgemi aldım yanıma Lale Belkıs’ın duru sesiyle okuduğu Yolun Açık Olsun’un melodisi tanıdık gelebilir. 1977 Eurovision yarışmasında Fransa’ya birincilik getiren şarkının L’Oiseau Et L’Enfant’/Marie Myriam döneme uygun şekilde Türkçe söz yazılmış aranjmanını dinliyorsunuz zira. Levent Yüksel’in Zalim’i sadece “Gölgemi aldım yanıma/Vurdum hasretin yoluna” sözleriyle değil Yüksel’in bir uzun yol kamyon şoförünü canlandırdığı klibiyle de temamıza uyar. Altın vuruşu “Şeytan diyor, yol ver, son ver” diyen Lara’nın müthiş kıvrak şarkısı Katmer Katmer’le yaparsınız. M Mirkelam, Murat Boz, MFÖ, Metin Arolat, Müslüm Gürses Seksen-doksan yol alma, kilometreyi düzle Mirkelam’ın Kargo’yla söylediği Yollar’dan iki cümle söz seçemem, her satırı son derece uygun. Allahtan içinde “Gel de bu gece yıkılsın/Yoluna kul köle gönül, kapılmış ağlarına” sözleri geçiyor, yoksa az kalsın Murat Boz’un Janti’sinden mahrum kalacaktık. Yolu yarılarken MFÖ, “Tam ortasındayım yolun” demezse olur mu? Yol boyu aklınızdan geçenleri Metin Arolat’ın dile getirmesi için sizi “Bildik evleri yıkalım/Yerleşelim senle bir karavana” dediği Karavan’ şarkısına alalım XX’nci sayfada bunu nasıl yapacağınızı da bulacaksınız üstelik. Hayale dalanları uyandırmak içinse Müslüm Gürses’in Gazla Şoför’ünü önerelim “Gazla şoförüm gazla seviyorum pek fazla/Seksen-doksan yol alma, kilometreyi düzle/Müşterimiz az olsun, az olmazsa kız olsun/Adana’dan gaza bas, Bolu Dağı düz olsun”… N Nazan Öncel, Nilüfer, Nükhet Duru, Nil Karaibrahimgil Bizi ararlarsa uzaktayız diyelim Nazan Öncel, Gidelim Buralardan’ derken ya da Nilüfer’den Yolcu Yolunda Gerek’ dinlerken eli valize gitmeyen var mı? Varış noktanızda sizi bekleyen biri varsa Nilüfer’den bir de Ta Uzak Yollardan’ açıverirsiniz hem. Hüzün basarsa Nükhet Duru’dan Yolun Uzun’a geçersiniz, size “Kalk gidelim, hiç vaktim yok üzülmeye” der. Nil Karaibrahimgil’in daha iki ay evvel çıkardığı şarkısı Sakız Adası’ ise bir niyet gibi, bir dua gibi gelir “Gel gidelim buralardan/Bir yelkenliye binelim/Bizi ararlarsa/Uzaktayız diyelim”… O Orhan Gencebay, Oğuzhan Koç Kelebek gönlüme çiçek gerekli Fazla düşünmeye gerek yok, bu harfin verili geleni Orhan Gencebay. Batsın Bu Dünya’, Bir Teselli Ver’, Mevsim Bahar Olunca’, Ayşen’ her daim ezberimizde ama bu yola çıkmak için o kadar sabretmişken siz açılışı Leyla ile Mecnun’ filminin şarkısı Beklemek İbadet Kalmak Zulümdür’le yapın. Araya Cemal Safi’nin müthiş sözleriyle “Kelebek gönlüme çiçek gerekli/Senin ilkbaharın geçti diyorum” bir Müsaaden Olursa Ben Gidiyorum’ alın. Ve yine Safi-Gencebay işbirliğinin zirvesi, “Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum/Ne olur bir yerden karşıma çıksan” diyen Ya Evde Yoksan’la bağlayın. Biraz daha yakınlara gelmek için iki Yol Arkadaşım’ filminde de oynamış Oğuzhan Koç’un “Yolum uzun artık” dediği Gitsem Diyorum’ en uygun seçenek. Ö Özlem Tekin, Özcan Deniz, Özkan Uğur Hamba leley yamba leyyo! Ne zamandır sesine hasret kaldığımız Özlem Tekin, “Bir ses var içimde yolu gösteren” der Yol’ şarkısında. Ya da belki onun “Gün benim günüm, hiçbir engelim yok bu kez önümde” deyip gitmeye karar verdiği Hep Yek’le tempo tutmak istersiniz. “Bildiğim her şeyi unutasım var/Başıboş sahilde dolaşasım var” sözleriyle Özcan Deniz’in Yapmak Lazım’ı son dönem ruh halimizi güzel özetler. Haa, “Ben o kadar uzun boylu düşünemem, mırıldanırken mana değil coşku arıyorum” diyene de tavsiyemiz var; Özkan Uğur’dan Olduramadım’. Şair burada “Hamba leley yamba leyyo ooo leyya” diyerek tam da size sesleniyor. P Pamela, Pinhâni, Pilli Bebek Ankara gel dedi “İstanbul seni hapsetmiş” cümlesi içinizde bir yerleri titretiyorsa karantinadan çıkışınızı Pamela’dan İstanbul’u dinleyerek kutlamaya başlayın. Bu arada, belki tatil lafı geçer geçmez sahillere koşmak yerine Ankara’nın az sonra denize çıkacakmış gibi kandırma potansiyeli olan tatlı sokaklarını tercih edenlerdensinizdir. O zaman Pinhâni’nin Ankara Gel Dedi’sini koyun kulağınıza. Bu yolu trenle yapacaksanız Ankaralı grup Pilli Bebek’in “Tren yolları boyu düşündüm” dediği şarkısı Olsun’ da listenizde bulunsun. R Rafet El Roman, Ragga Oktay, Reynmen Gidiyoruz biz tatiliz Şehre şöyle bir el sallamadan mı gideceksiniz? Bu tatlı harekete Rafet El Roman’ın Bay Bay’ından daha uygun fon müziği bulamazsınız “Ne gücüm kaldı ne de sabrım/Barabam bimbiri biribumbam/Haydi bana elveda”… Ragga Oktay’ın Çukulata Kız’ını çok seviyor olabilirsiniz ama bizim listeye göre olan şarkısı Tatil Rehberi’dir “Gidiyoruz biz tatiliz/Yolumuz Antalya, Marmaris/Şu anda çok sevinçliyiz/Ragga Oktay tatil rehberiniz”… Bu gaza getirici sözlerin büyüsüne kapılıp gazı köklemeyin diye de ikisinin üstüne Reynmen’den Kaçamak’ı öneririz. S Sıla, Sertab Erener, Serdar Ortaç, Seda Sayan, Sibel Can, Sezen Aksu Yeşil erik beyaz örtüye konmadan gel Allahım, ne bereketli harfmiş bu S’! Bir kere, hiç kaçarı yok, Sıla’yla Kafa’dan gireceksiniz “Hadi kalk gidelim hemen şu anda/Kapa telefonunu, bulamasın arayan da/Açarız radyoyu, yol nereye biz oraya”… Sonra Sertab Erener’in “Uzanmışım kumsala, güneş damlar içime” dediği Kumsalda’ gelecek. Serdar Ortaç’tan Zakkum’ “Güneş yakmıyor hasretin kadar/Sahilde dalga, gönlümde sen var” ve Seda Sayan’dan Git Yoluna’yla sesinizi iyice yükselteceksiniz. Sonra Sibel Can, Daha Yolun Başındayım’ diyerek azıcık mahzunlaştıracak. Finali elbette Sezen Aksu’yla yapacaksınız. Git’, Gidiyorum’, Ben de Yoluma Giderim’, Yol Arkadaşım’ opsiyonel ama “Yaz bitmeden gel/Yapraklarım solmadan, narlar olmadan gel/Gün devrilmeden/Yeşil erik beyaz örtüye konmadan gel” dediği Yaz’ şart! Ş Şebnem Ferah, Şenay Honki ponki tonino… “Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya/Şahlanıp gitmek içimde var” ne acayip bir his yaratıyor insanda. Üstüne bir de Şebnem Ferah’ın baştan çıkaran sesini ekleyin. Özetle Hoşçakal’ı mutlaka dinleyin. Yetmezse bir de Sil Baştan’ eklersiniz üstüne. Sonra da Şenay gelir. Önce “Haydi gel gidelim benim ülkeme” deyip Beyaz Ülke’ye davet eder, sonra da “Honki ponki tonino/Çalana bimbo poriro/Muşi muşi popozo kozizo/Şiki şiki şayne tikitak tok” nakaratını ezberlettiği Honki Ponki’yle alıp eğlencenin göbeğine bırakır. T Tarkan, Tanju Okan, Teoman, Tuğba Özerk Gel gündüzle gece olalım Koskoca Tarkan bu yahu, tabii ki ne önersem “Şunu nasıl unutursun!” itirazı gelecek. O yüzden bütün eleştirilere kulağımı tıkıyor ve Gül Döktüm Yollarına’ diyorum. Tanju Okan’dan da çoğunuzun bilmediğine emin olduğum, “Haydi kalkın hep beraber gidiyoruz” dediği Yolculuk’u listeye alıyorum. Sonra Teoman’dan Yollar’ı son ses açıyorum. Durulmak içinse Tuğba Özerk’e başvuruyor, Gidesim Geldi’yle olayı bağlıyorum. U Uf-Er, Umay Umay Giderim bugün ha yarın, hareket vakti gelince Ufuk Yıldırım’la Ercan Saatçi’nin 90’ların ilk yıllarında kurduğu Uf-Er grubunu hatırlar mısınız? Daha çok “Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz” bölümüyle aklımıza kazınan Hebelüp’ şarkısı “Trafigi mrafigi kafatasına takma/Ağzını mağzını bozma, sen onlara bakma” diye başlardı. Bunu manalı bir yol nasihati olarak cebimize koyalım evvela. Sonra da madem 90’lar kapısını araladık, oradan devam edelim ve dönemin en müstesna isimlerinden Umay Umay’ın Hareket Vakti’ne uğrayalım. “Çağıran bir şeyler var hep beni uzak şehirlerde” diyen birinin sözlerine kulak verilmez mi hiç? Ü Ünal Narçın, Ümit Sayın, Üç Hürel, Ümit Besen Hisar, Kuruçeşme, sahil boylu mu? Eğer başka bir şehirden İstanbul’a doğru geliyorsanız Kız Sen İstanbul’un Neresindensin’i en az bir kere dinlemelisiniz. Hem de Emel Sayın’dan değil, Âşık Yener’in bulmaca gibi sözlerini şahane bir besteyle buluşturan Ünal Narçın’ın sesinden. Yola İstanbul’dan çıkanlardansanız Ümit Sayın’dan Bu Şehir Yok mu’ size göre “Gitsem bu şehirden olmuyor/Kalsam buralarda durulmuyor”… Üç Hürel’in Ömür Biter Yol Bitmez’ini sözleri itibariyle moralinizin son derece yüksek olduğu bir ana denk getirmeyi unutmayın lütfen. Finale bir klasik yakışır tabii; Ümit Besen’den Şoför’ gelsin “Şoför desinler bana, berduş desinler bana/Yeter ki en sonunda seni versinler bana”… V Vega, Vedat Sakman, Volkan Konak Mavi aynasında suların… Vega’nın “Şarkılar var falımda”, “Yine yol var falımda” dediği şarkısının adı Ankara’ ama istikametin neresi olduğu fark etmeden pek güzel gelir. Siz dümeni güney sahillerine doğru kırdıysanız imdadınıza Denize Dönmek İstiyorum’ şarkısıyla Vedat Sakman yetişir “Mavi aynasında suların/Boy verip görünmek istiyorum”… Yok, Karadeniz’e doğru gidiyorsanız tabii ki Volkan Konak dinleyeceksiniz. En uygun şarkıyı sorarsanız Yar Gider Arabayla’ deriz. Y Yeni Türkü, Yeşim Salkım, Yıldız Tilbe, Yüksek Sadakat Ne güzeldir yollarda olmak şimdi Yeni Türkü’nün şahane Mamak Türküsü’nün sözleri aslında Kemal Burkay’ın 1971’de Mamak Askeri Cezaevi’nde yazdığı dört bölümlük şiirin Tutsaklar’ adlı ilk bölümüdür. Bu ay kapağımızı da güzelleştiren “Ne güzeldir yollarda olmak şimdi” dizesi işte o şiirde geçer. Ve şu netlikte söylemekte beis yok; uzun yola daha çok yakışan şarkı bulunmaz. Araya Yeşim Salkım’ın ilk albümünden Ben Yoldan Gönüllü Çıktım’, Yıldız Tilbe’den de “Her şeyimi topladım, kendimi hazırladım” dediği Yar Yanına Geleceğim’i alıp yine çok isabetli bir yol şarkısına geçebilirsiniz. Evet, Yüksek Sadakat’in “Gül renginde gün doğarken/Boğaz’dan gemiler usulca geçerken/Gel çıkalım bu şehirden/Ağaçlar, gökyüzü ve toprak uyurken” dediği şarkısı Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer’e… Z Zeynep Bastık, Zerrin Özer, Zeki Müren Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun sevgili şoför kardeşlerim Şanlı finalimizi şu güzel mevsime selam durarak yapmayalım mı? Sahne Zeynep Bastık’ın tazecik şarkısı Ben Her Mevsim Yazım’la açılsın. Zerrin Özer’in kutsal yaz üçlemesi sakın ha atlanmasın O Yaz’ “Nasıl da geçmişti bütün bir yaz”, Bu Yaz’ “Deli gibi özledim sevgilim seni bu yaz” ve Deli Yaz’ “Bekle yine deli yazlar gelecek”… Son harfi ve haliyle tüm listeyi taçlandırmak için alkışlarla assolist Zeki Müren gelsin Bir Yaz Günü Tanışmıştık’, Bir Yaz Sabahı’, Kutupta Yaz Gibi’… Büyük kapanışı da Sanat Güneşi’nin 1960’lı yıllarda Pirelli’nin radyo reklamlarında kullandığı sloganla yapalım “Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun sevgili şoför kardeşlerim.” Herkese iyi yolculuklar… YAZI BEGÜM SOYDEMİR Şanışer ve arkadaşlarının bugün yayınladığı 'Susamam' adlı rap şarkısı sosyal medyaya damga vurdu. Doğa, hayvan hakları, kadına şiddet, faşizm, trafik gibi belli konularla ilgili sözler içeren şarkı Twitter'da Trend Topic 'TT' oldu. Şarkı YouTube'da kısa sürede bir milyon izlenme sayısına ulaştı. Türkiye'nin gündemine oturacak iki rap şarkısı, bugün dinleyicilerle buluştu. Her iki şarkı da yayınlandığı andan itibaren sosyal medyanın gündemine oturdu. Ankaralı rap sanatçısı Ezhel, Olay’ adlı son şarkısıyla gündem olayı ise Şanışer’in Fuat, Ados, Hayki, Server Uraz, Beta, Tahribad-ı İsyan, Sokrat St, Ozbi, Deniz Tekin, Sehabe, Yeis Sensura, Aspova, Defkhan, Aga B, Mirac, Mert Şenel, Kamufle ile birlikte seslendirdiği Susamam’ adlı şarkısı Olay’da politik mesajlara yer verdi. Şarkısında, “Biz kimiz nereden geldik her insan kafa yorar, aslında bütün olay euro lira ve dolar” diyen Ezhel, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı krizleri şarkısında ise her sanatçı, farklı toplumsal problemlere hashtag'ler halinde, şiddet, kadın cinayetleri, hayvan hakları ve eğitim gibi bir çok politik konuya değinilmesi büyük beğeni topladı. Susamam’ Twitter trend listesine Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de şarkıdan etkilenlen isimler arasındaydı. Büyükerşen, Twitter hesabından şarkıyı paylaşarak, “Cesaret bulaşıcıdır. Sanatın değiştirici gücüne inananlara selam olsun…” de şarkıyla ilgili paylaşımda bulundu. SUSAMAM’IN SÖZLERİ ŞÖYLE[Verse 1 Fuat] DoğaCengiz Han zamanı akan nehirdeElini yıkamanın bedeli ölümdüGöç edip çürüdükÇöp kusarak üç denize sıçan bi’ hale büründükEgzoz gazı soluyanSağı solu belli olmayanMangala gitti maganda!Orman yanarTabiatın gözleri kan ağlarKibir yaptı tavanFabrika bacası basarAtom reaktörü, çöpü hasar“Electro smoke” ile her an ataktaİnsan en büyük parazitGezegene bak lan!Hayvan kadar olamadı beşerOrtama uyamadı revize edenFaturasını gelecek nesil öderKıyamet şur’da “mal” gibi izle![Verse 2 Ados] KuraklıkAbi yapma!Atma şu izmaritini denizeGeri alamazsınGün gelir o pisliğini attığın denize hasret kalırsın, bakamazsın!Kurak Afrika görüntüleri uzak değilÇocuğun büyüdüğü yer sulak değilÇünkü yok ettik gölleri, nehirleri, ırmakları, HEPSİNİ!Nasıl acımadık?İnanamıyorumElimizde varken hiç değerini bilmedikPlastikle dolmuş mideleri hayvanların buna hiç mi üzülmedin?Nette paylaşmaksa yetmezBi’ şeyler yapmalıSUYU KİRLETMEYİN!Su gibi aziz olsun ülkemOnun can damarlarınaBu zehri vermeyin![Nakarat Şanışer]Gel, gün olur hapsolur bu suçlu cümleler!Yenilir hiç olurum fark etmezler!Susma, susamam!Korkma yanıma gel!Gel, gün olur hapsolur bu suçlu cümleler!Yenilir hiç olurum fark etmezler!SusmaSUSAMAM![Verse 3 Şanışer] HukukBen bi’ beyaz Türk’ümYasalarım Anglosakson ama kafam OrtadoğuluApolitik büyüdüm, hiç oy vermedimKafamı tatile, gezmeye, borca yordumAdalet öldü, ucu bana dokunana dek sustum ve ortak oldumŞimdi tweet atmaya bile çekiniyorumKendi ülkemin polisinden korkar oldumÜzgünüm ama senin eserin ülkedeki umutsuz nesilSenin eserin bu mutsuz kesim ve bu kurşun sesi!Sebebi nedir bilmeden hapiste çürüyen o suçsuz sefilSeni, senin eserin, senin eserin bu korkunç resimBu yorgun sesimFakirin vergisiyle yatına, katına katana salakHaşere geri yolsuz vekil seni, senin eserin!Sen hiç yıkanmadınÖlümle bi’ kez bile tıkanmadınElinde 3. dalga karton bardak kahveTek derdin o özenti “Start-Up”ınŞimdi kapını kollaması gereken adalet gelir acımazVurur kırar kapınıÇünkü çocuk öldü vuran memurdu diye “Haklıdır” dedinSesini çıkarmadın, yani suçlusun!Çünkü iki gün üzülüp sonra gözündeki nehri kuruttunTuğçe ve Büşra’nın katilini serbest bırakan hakimin adı neydi unuttun!Şimdi başına bi’ şey gelse şeh’rin hukuk mu?Bi’ gece haksızca alsalar içeri seniBunu haber yapıcak gazeteci bile bulamazsınHEPSİ TUTUKLU!Salınan katillerin aldığı canlar Geri gelmeyecekler!Haksız yere hapiste geçen yıllar Geri gelmeyecekler!Sen sustun, ses etmediğinden bindiler tepeneHaklarını elinden aldılar ve güzellikle geri vermicekler[Verse 4 Hayki] Adalet“Adalet” sözde mülkün temeliTıkamış kulağını duymaz ne dediğiniAdeti, töresi, geleneği söyleGiden kötüydü de gelen iyi mi?Bu medeni mi?Biz yiyemiyo’ken senin kürkünün bile yemediğiniSizin polisiniz silahını çekip güpegündüz ortalıkta vuramaz dilediğiniMedya, basın, hukuk, asker hepsi sizin için çalışırkenAslen güneş bile üzerine doğuyo bu çocuklarınİşe gidip geliyolar canlarına kastenSilahınızı kin!Bu çektiğimiz bizim günahımız değilPlanınız iyi!Ben bilmem bunun inananı kim?Ama bilirim, gelSilahımız dil![Verse 5 Server Uraz] HukukBu Server UrazBen sesiyim kayıp neslinSansürü olamam ayıp resminEkibimi bu mezardan çıkarabilmek için hep gözlerim açık, uyanık ayık gezdimSopa, bıçak ne yazar ki? Zayıf hepsi!Öncelikle olmalı akıl keskinSabır bey’nimi yiyip bitirirken yağmur gibi yağanları yakıp geçtim!Müzik yapmak dışında bi’ bok yemedim!Polis bi’ şeyleri problem edipYine duruşmadayım sen konsere gitBen aynı takım elbisemle 10 senedirBiri dönüp desin bana “Çaban boş yere değil”O gün kalbimi, ruhumu komple veriyim amaYargı gelip arıyor bedeliYaşıyorum cehennemi, yanıyor bedenim[Verse 6 Beta] TürkiyeMerhaba TürkiyeBende var hüviyetYaşamaya çalışıyoruz hasbelkader gitmeden katakulliyeEkrana süs diye çıkan şarlatan, hep fanatik biri!Fesatlık, kötü niyet salgın gibiEder daha manipüle!Bu bir temsil ya da piyes!Bu uçaksa bu türbülans!Komşumuzdu SuriyeŞimdi bu gemideki vatandaş mı? Yurttaş mı?Huzurda değil ölü bile topraktakilerin ahı varSadece gazeteydi “Hürriyet”Sen olabildiğince özgür ol![Verse 7 Asil Slang & Zen-G] İstanbulHepimizi bi’ lokmada yutuveriyo’Pis boğazlı İstanbul!En iyi zamanları törpülüyo’Çözülemeyen gizemli esrar bu!Taşı toprağı altın altınEli verdim, kolu kaptı saldırUlaşım, eğitim, yargı yardımŞeytan zehrini saldı saldıParanız olmalı, ya da birileriyle aranız olmalıKodamanlarda numaranız olmalıAksaray’da bir adamınız olmalıBizim yatımız katımız bi’ de yalımız olmadıKumbaramız dolmadı da bununla doğmadımKi metropolde biraz amacın olmalıYapıcı olmadın, yakıcam ormanıBeton ormanda hayvan olman normalTutsak göz altların yine morlarYönetenler çağ dışı dinozorlarBu ormanda herkese göre rol varSustukça sıra sana gelecekAydın beyinleri bekliyor karanlık gelecek[Verse 8 Sokrat St] EğitimMezun olucamCash para, diploma ver banaPara yoksa ter dökmeliyimEğitimde fırsat eşitliğini fırsata çeviren bi’ üniversiteliyimBen mezun oldumYarattığınız sistem yüzünden bi’ serseriyimBen mezun oldumYa kasiyer olayım, ya da sinemada sana yer göstereyimSokak başı üniversite ama köy okulları çok tersteBaşa gelenin ideolojisi neyse o anlatılır her dersteZengin, fakir ayrıTorpile ya da parasına göre kayırırEğitim endüstridirİnşaattan rant sağlamaka aynı!Kiminin kitap alıcak bi’ parası yokÖğretmen atanıcak ama “arası” yok!Milletvekili bi’ tanıdık mı, wowBeni anlaman da bu mantıkla zorBari bi’ köy okulunun yardımına koşHer tarafı kaosSen de biraz boğuşBu gece uyudu zorla çocukOkula gidecekYOL YAP![Verse 9 Ozbi] SorgulamakNeden bu gök, bu yıldızlar, bu galaksiler, gezegenlerNeden, neyden bu evren?Neyden bu dünya?Neden ben, neden sen, neden biz?Sorgula, hele bi’ sor lan bi’ “Neden ben varım?Nereden geldim ve neden bi’ insanım?Nasıl oldum? Nasıl olduk? Nası’ oluyo’?Nası’ anlam kattık? Nası’ doluyo’ bu kafa?Neye tapınıyo’ hayat kimi kayırıyo’?”Hasat ne doyuruyo’ hesapAnlasak, anlatıp her şeyi kavrasak da lenAnlamak mı yasak olabilirAma sadece bi’ yanıtı yok bi’ sürü cevap var koş git yanıt araPeşine düş mutlaka kanıt araRuhunu demle hep yakıt ara lanKalbini tut ve de buna tanık araHadi nefesini gör ve git sanat araSorgula sorgula atomlarıIşık hızını düşün ve de git kanat ara sonraUç uçabildiğin kadarUçabildiğin kadarUçabildiğin kadar uçUçabildiğin kadar uçBırak kendini[Verse 10 Deniz Tekin] Kadın HaklarıBen bilmem hiç kendimi korumak zorunda kalmadımBilmem ben bi’ çocuğu düşünmek zorunda olmadımHiç evlendirilmedimEvde dayak görmedimKendi evimde kendi odama zorla hapsedilmedimSözlerinizi kusmadımYurdumdan edilmedimNefretinizle yanmadımYakılarak can vermedimHiç kardeşim olmadıHiç abimden korkmadımOkuldan alınmadımBen hiç öldürülmedim[Verse 11 Yeis Sensura & Sehabe] Kadına ŞiddetKadına el kalkmaz ulan beyinsizErkeksin ama insan değilsinAslında o en iyiye layıkKadına şiddete hayırÜlkede erkek neden en üstte minibüste, evde ya da metrobüsteTaciz şiddeti hiç bitmiyo’Kınamakla falan iş bitmiyo’Uh, Ah, adam olamadınız bu kalıbının adamı mı para babalarınız?Beşiktaş’ta beş tokat, leş hareketlerCebi dolu ciğerin beş para etmezYaşadığın kafa ne? İnsan mısın?Biz utandık ulan! İnsan mısın?İnsan mısın?Bu hale nasıl gelir insan? Nasıl?[Bridge Aspova] DünyaDüşerim derinlereDünya, dönsün başım gibiAklımı kaybederek rüyaNefesim, iç sesimDüşerim derinlereDünya, dönsün başım gibiAklımı kaybederek rüyaNefesim, iç sesimDüşerim derinlere[Verse 13 Defkhan] GurbetKaptı kafamı çarptı duvaraBeni koruması gereken tenime bastı cigaraKaldırdı geri bütün derileri kattı dumanaYattım falaka motherfucker bu mu yargı buradaHangi kurala denk? denkCenk için hazırım, karışır her yerÖğretilen bu işteŞiddeti sevmek ve ipleri germekBak Almanya buz gibi morgBana sor sana diyimGençlerin çoğunda amfetamin, tilidin ya da weed, kokain ya da speed, crackSana göre güzel ama bana göre değilBana göre değil, kafana göre yürü bas mayına geberEderi kaç? Kaç? Kaç?Kaç paraya bedel?Yeter artık dönme teker gibiDost ol yeter banaGeliyorsan dosdoğru gel[Verse 14 Şanışer] Hayvan HaklarıBi’ kap su ver çok mu zorVicdanlı ol be lanetAnlamak istemiyo’sun ama bütün bu canlar sana bana emanetLan bi’ düşün“Soğukta kışta dışarda tek başına yaşıyo’sunDilini anlayan kimse yok hep tehlike, hep felaket, hep afet”Ademe bir türlü yaranamazlarVicdana bakar paraya bakmazToplayıp ormana atmak çözüm değilBunlar kurt değil, ormanda kendi başlarına yaşayamazlarOnları sen savun, onlar kendi haklarını arayamazlarBarınaklar doluMemleket acıSeması karaSokak hayvanlarına tecavüz etmenin, işkence etmenin cezası para“Büyük ahlaksızlıklar için büyük aptallar lazımdır”Bütün insanlar suçlu değildir amaBütün hayvanlar masumdur[Nakarat Şanışer]Gel, gül olur hapsolur bu suçlu cümleler!Yenilir hiç olurum fark etmezler!Susmam, susamam!Korkma yanıma gel!Gel, gül olur hapsolur bu suçlu cümleler!Yenilir hiç olurum fark etmezler!SusmamSUSAMAM![Verse 15 Sokrat St] İntiharGitme, Gitme, Gitme, GitmeDaha çok şeyi değiştirebiliriz bu hayattaİnat etmeHepimiz pes ettik vaktiyleŞimdi sık yumruğunuSustur şu suskunluğunuUnutma kafan atınca nasıl da dimdik durduğunuİçin dışın nefretGelHiçbir şeyi yaşamak kadar sevmeSana bi dünya yaratamam da elini tutarım elbetteVarsın herkes terk etsin seniSen dünyayı terk etmeSeni yargılamıyorumAcını tam olarak anlamam mümkün değil biliyorumKaldıramadığım yükleri bırakıp kendi yolumdan gidiyorum benSen de aynaya bak lütfen“Seni seviyorum” de[Verse 16 Aga B] FaşizmEy! Faşizm ne mi?En amiyane deyimiyle faka basacağızBeynelmilel el birliğiyleTek bildiğiniz sizVe de pek çok kazanın asıl sebebi aşırı hırsBu hırs bi’ ebedi hisEvde eşine kızSokakta krizFıss, tokakla köpeğiCins ise değil de miks ise tabiiAkılsız, eyKendinden çalan hırsızPolisten tırs, eyOl ister sistemHiç çiğ sığ bireyBir neyin ne olduğunuBi’ de bizi bilBiz façası pis de eli temiz bir nesilizBu işin selesi siz deTekeri gidonu bizEy, e bi tabi biz de biz gibi bir nes’lin peşindeyizEy, bu tek emelimiz saygı, tohumTorun, ayna olKaygı bol da yolEy, tam da buYa boğul ya doğTonla yanlışa, gırla doğruOlsun torun, saygı tohum[Verse 17 Mirac] SokakYüzüne bakamam yüzüm düşer o yerlereAyakları çıplakken gözleri dalar düşlereBaşı önünde ama beden çıkıyor sefereYok mecal dizindeBak, her bi’ günü sürgüneKaçamıyo’ kovalıyo’ zalimlerEle güne, ele bakıyor o gözlerKodamanın parasını ateşe verVe de koyduğumun egosunu bi’ yere serSokağa bakanın adını değilYoksulumun, yetimimin adını verZabıtaları seyyara değilGökdelenlere gönder[Bridge 2 Mert Şenel]Fırtınadan kopup giden dalların bi’ tanesiyimFazla yol almış ve yıpranmışİçimde neler dönüp durur anlatsam tarifi yokBazen evsiz bi’ çocuğun hikayesiyimFırtınadan kopup giden dalların bi’ tanesiyimFazla yol almış ve yıpranmışİçimde neler dönüp durur anlatsam tarifi yokBazen evsiz bi’ çocuğun hikayesiyim[Verse 19 Kamufle] TrafikCan pazarı, otobanlar can pazarı365 günün riskliBitmiyo’ gamsız magandasıÖde kan parasıBi’ kaza bayrama matem düşürürYürek dağlar acılar cabasıBir sela çınlar kulaklarındaHiç dinmez yarasıTrafik terörüne eşlik eder alkol, şiddet, hız tutkusu25 yaşında yüz binlik arabaya binen gençlerin yok korkusuÖnce emniyet sonra hoşgörüSabır, selamet gerekiyor insanUfacık bir hata her şeyi karartır inan yok dönüşü İlginizi Çekebilir Şanışer kimdir? Şanışer'in gerçek adı ne? İşte hayatı... İlginizi Çekebilir Ezhel kimdir? Ezhel'in gerçek adı ne? Ezhel'in hayat hikayesi... eğitim öğretim ile ilgili belgeler > tiyatro oyunları, skeçler, piyesler, oratoryolar KÖYLÜNÜN UMUDU TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR 4 perdelik oyun Kişiler Muhtar - Süleyman - Avcı Mehmet Çaycı Ali dayı - Recep Koreli Nuri - Kaymakam Yenice Köyü muhtarı öğretmen Ayşe - 10 Erkek çocuk 10 Kız çocuk - 3 Genç kadın - 3 Yaşlı kadın 1. Perde Muhtar - Avcı Mehmet Çaycı Ali dayı - Recep - Koreli Nuri Muhtar, elli yaşlarında, iri yan, pos bıyıklı birisidir. Başında siperli bir şapka vardır. Ceket ve pantolon giymiştir. Ceketin içine beyaz bir gömlek ve kısa bir yelek bulunmaktadır. Köstekli saati görünmektedir. Avcı Mehmet, yirmili yaşlardadır. Başına siperli bir şapka takmıştır. Avcı Mehmet'in üzerinde çizgili bir gömlek, altında süvari pantolon vardır. Beline kuşak sarmıştır. İnce, uzun boyludur. Esmer ve bıyıklıdır. Sırtına tüfeğini asmıştır. Ayağında deri çizmeleri vardır. Çaycı Ali dayı, elli yaşlarında, beyaz saçlı, bıyıklı ve iri yan birisidir. Başına siperli bir şapka takmıştır. Üzerine beyaz bir gömlek ve gri bir süveter giymiştir. Altında siyah bir pantolon ve ayakkabılar vardır. önünde beyaz bir önlük vardır. Recep, yirmili yaşlardadır. Orta boylu, bıyıklı ve sarışın bindir. Başına siperli şapkayı ters takmıştır. Üzerinde desenli bir gömlek vardır. Altına süvari pantolon giymiştir. Beline beyaz kuşak sarmıştır. Ayağına, dizine kadar olan bir çift yün çorap giymiştir. Ayağında siyah lAstik ayakkabılar vardır. Koreli Nuri, Kore gazisidir. Yetmişli yaşlardadır. Uzun, ince boyludur. Beyaz sakallıdır. Başında siperli şapka vardır. Üzerine siyah bir ceket giymiştir. Altında süvari pantolon vardır. Ayağına siyah lAstik ayakkabılar giymiştir. Sahne Sahne köy kahvesi şeklinde düzenlenmiştir. Birkaç tane masa ve sandalye konulmuştur. Bir köşede küçük bir çay ocağı bulunmaktadır. Alüminyum bir çaydanlık ve kuşaklı bilgi bardaklar görünmektedir. Köy muhtarı başını öne eğmiş oturmaktadır. Çaycı Ali dayı, çay ocağının başındadır. Sahne yavaş yavaş aydınlanır. Köy muhtarı da başını kaldırıp konuşmaya başlar. Muhtar- Of... Offf!... Dert elediğin bitmiyor ki. Hele de benim gibi koskoca bir köyün muhtarıysan derdin hiç bitmez. Kimin başı sıkışsa doğruca gelir, beni bulur. MeselA dün bizim Kalaycı Osman'ın oğlu geldi. "Muhtar emmi." dedi. "Deste getiriyordum, traktörüm devrildi. Az gitti ben de altında kalıyordum. Hani yaptıracaktın yolu." Peki, şimdi ne diyeceksin buna? Oğlan haklı. Belediye seçimlerinden önce yapacağız dedilerdi. Ama nerede? Söyledikleri orada kaldı. Seçim geldi, geçti. Ne yaptılar, ne gördüler. Sadece bununla kalsa iyi. Evvelki gece tam uykuya dalmıştım ki kapı hızlı hızlı vuruldu. Neye uğradığımı şaşırdım. Kapıya gidiyorum diye ocaklığa girmez miyim? Üstüm başım kapkara oldu. Meğer kapıdaki bizim Süleyman'mış. Kızı hastalanmış. Ateşler içinde yanıyormuş yavrucak. "Aman muhtar emmi, kızımı kurtar." dedi. Ne yaparsın, neylersin? Gecenin bir yarısı. Arabayı nereden bulursun? Hadi arabayı buldun, doktoru nereden bulursun? Yaaa... işte böyle. Biz de dert bir değil, iki değil. Köyde, su yok, çal Köy işlerinin kapısını. Kaç kere çaldık çalmasına ama ne gelen var, ne giden. 8u sırada kapı açılır. İki adam içeri girer. SelAm verirler ve masaya otururlar. ikisi birlikte- SelAmünaleyküm! Muhtar- Aleykümselam! Avcı Mehmet-Ali dayı, bize iki çay. Recep- Benimki demli olsun, hani şöyle tavşan kanı. Avcı Mehmet- Eee... Muhtar emmi! Böyle kara kara ne düşünüp durursun? De hele... Muhtar fCevap vermez. Recep imalı- Neyi düşünecek? Sabaha karşı kırağı indiydi ya! Kavrulan patlıcanlarını düşünür. Herkes gülüşür. Muhtar- Fesuphanallah! Asabımı bozma Recep! Şakanın sırası mı şimdi? Ali dayı çayları getirir. Recep gülerek- Ne kızıyorsun muhtar emmi? Muhtar susar. Boynunu büker. Bu sırada kapı tekrar açılır. İçeri yaşlı bir adam girer. Koreli Nuri- SelAmünaleyküm ağalar! Kahvedekiler hep bir ağızdan- Aleykümselam! Koreli Nuri gelir, muhtarın yanına oturur. Koreli Nuri- Eee muhtar efendi? Muhtar olmakla iş bitmiyor değil mi? Kapıları çalmak lAzım, muhtar efendi... Muhtar çıkışarak- Çalmadım mı sanıyorsun? Bir de bilmezmiş gibi konuşuyorsun. Koreli Nuri Acı acı güler.- Çaldın çalmasına da... öyle olmaz. Muhtar- Ya nasıl olur? Koreli Nuri- Bir kere çaldın, istediğini vermediler mi? Bir daha çalacaksın. Muhtar- Ben kapıları aşındırmaktan usanmadım, onlar söz vermekten usanmadılar. Koreli Nuri- Gerekirse Ankara'ya gideceksin muhtar! Bak, okul bir yıldır boş duruyor. Okul var, öğretmen yok. Muhtar- Doğru söylersin Koreli. Bir zamanlar okul yoktu. Bizler okuyamadık. Çocuklarımız okuyamadı. Toplandık, kendi gücümüzle okul yaptık. Bu sefer de öğretmen bulamadık. Koreli Nuri- Böyle giderse torunlarımız da okuyamayacak. Ali dayı çay getirir. Ali dayı- Benim torunlar nasıl da yanıp tutuşuyor okuyacağız diye bir bilseniz. Küçük Ali, doktor olacağım eliyor. Ayşe de öğretmen olacağım diye tutturuyor. Ne edeceğimizi şaşırdık. Karlıtepe Köyü'ne gönderelim, dedim. "O kadar uzağa nasıl gönderelim baba." dedi oğlum. "Bunun bir de kışı var." Koreli Nuri- Doğru söylemiş. Kışın kar bastırınca nasıl gider yavrucaklar? Avcı Mehmet- Üşütüp hasta olacaklar. Bu sefer de doktor yok. Recep- Birlik olduk, okul yaptık. öğretmenliği de kendimiz yapamayız ya! Muhtar- Yahu Ali be... Şu radyonun kulağını bir'çek bakalım. Acans dinleyelim. Recep gülerek- Acans değil muhtar emmi, haber, haber... Herkes gülüşür. Muhtar- Senin benimle eğlenmekten başka işin gücün yok ki... Ali dayı radyoyu açar. Haberler başlamıştır. Koreli Nuri- Seçim olacak da ne olacak? Avcı Mehmet- He ya... Ne faydası var? Ali dayı- Gübre fiyatları almış başını gidiyor. Muhtar- Yalnız oy istemeli değil, biraz da iş yapmalı. Recep- Halka hizmet etmeli. Ali dayı- Doktorsuz, öğretmensiz köy kalmamalı. Recep- Yollar yapılmalı, köylü desteklenmeli. Avcı Mehmet- Köylü ekip biçmezse şehirlinin hAli ne olur? Koreli Nuri- Bunları düşünen yok ki? Muhtar- Durun hele. Sizin muhtar daha ölmedi. Bir kere daha gideceğim kasabaya. Bir kere daha çalacağım kaymakamın kapısını. İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki... Recep- Yaşa muhtar emmi! Perde kapanır. 2. Perde Kaymakam Muhtar Yenice Köyü muhtarı Kaymakam genç, şişmanca birisidir. Koyu renk takım elbise giymiştir. Yenice köyü muhtarı yaşlıdır. Saçları ye bıyıklan kırlaşmıştır. Başında siperli bir şapka, üstünde eski ve kalın bir ceket vardır. Altında süvari pantolon ve lAstik vardır. Sahne Kaymakamın odası. Arkada bir Atatürk portresi yer almaktadır. Bir masa ve önünde iki iskemle vardır. Üstünde Türk bayrağı. Kaymakam masanın başında oturmaktadır. Bu arada kapı vurulur. Kaymakam- Girin. Kapının açılıp kapanma sesi duyulur. Muhtar içeri girer. Muhtar- Rahatsız ediyoruz kaymakam bey. Ben Ortaöz Köyü muhtarıyım. Kaymakam- Evet, hatırladım sizi. Buyurun oturun. Muhtar iskemleye oturur. Muhtar- Malûmunuz efendim, köyümüzün birçok eksiği var. Ama en önemlisi de bir öğretmenimiz yok. Çocuklarımız geçen yıldan bu yana okul yüzü görmedi. Kaymakam araya girer. Kaymakam- Biliyorum, muhtar. Ülkemizdeki birçok köyün sorunu bu. Doktor yok, öğretmen yok... Muhtar- Düşündük, taşındık, kendi başımıza bir çare bulamadık. Hastalanınca kasabaya zar zor gelebiliyoruz. Ama ya çocuklar... Onları nereye gönderelim okumaları için? Kaymakam- Anlıyorum derdinizi. Ama şu an elimizden bir şey gelmiyor. İnşallah çok kısa zamanda köyünüzün bu yokluğunu gidereceğiz. Muhtar- Sağ olun kaymakam bey. Çocuklarımızın sabrı kalmadı artık. öğretmen olmak, doktor olmak... Belki bir gün sizin gibi kaymakam olmak, onların da hakkı öyle değil mi? Kaymakam- Tabi, tabi... Neden olmasın? Muhtar- Allah o günleri bize gösterir inşallah! Kaymakam- Biz de köy çocuğuyuz muhtar. Tıpkı sizin gibi. Muhtar- Bana müsaade kaymakam bey. Kaymakam- Buyurun, müsaade sizin. Muhtar mahcup bir tavırla geri geri giderek sahneden çıkar. Kapının açılıp kapanma sesi duyulur. Muhtar- İyi haberlerinizi bekliyoruz. Kalın sağlıcakla. Kaymakam gülümseyerek başını sallar. Sonra kendi kendine söylenir. Kaymakam- Bunlar da her şeyi bizden bekliyorlar. Ah keşke mümkün olsa da her köye bir öğretmen, bir doktor verebilsek. O sırada biri daha kapıyı çalıp mahcup bir şekilde içeri girer. Kapının açılıp kapanma sesi duyulur. Yenice Köyü muhtarı- Girebilir miyim kaymakam bey? Kaymakam gülümseyerek- Girin, girin... Yenice Köyü muhtarı- Ben Yenice Köyü muhtarıyım. Kaymakam- Evet, buyurun.. Oturun, oturun. Yenice Köyü muhtarı iskemleyi çeker oturur. Aynı anda konuşmaya başlar. Yenice Köyü muhtarı- Hangi birini desem ki kaymakam bey? öğretmen yok, doktor yok... Kaymakam Acı acı gülümser.- Biliyorum, biliyorum. Çocuklarınız okula gidemiyor, hastalarınızı kasabaya getirmeniz de çok zor. Yenice Köyü muhtarı- Zaten biliyorsunuz işte. Kaymakam- Bu kasabadaki herkesin sorunu hemen hemen aynı. Yenice Köyü muhtarı- İyi de bazı köylerin öğretmeni var. Kaymakam- Tabi var. Biraz duraklar. Peki bu arada bilgi çocuklarınızı öğretmeni olan civar köylere gönderemiyor musunuz? Yenice Köyü muhtar- Nerede?... öğretmeni olan en yakın köy, bizim köye bir buçuk saat çeker. Araba yok, yol yok. Nasıl göndeririz çocuklarımızı beyim. Yenice Köyü muhtar umutsuzca başını sallar. Kaymakam- Haklısın, haklısın... Yenice Köyü muhtar- Tek umudumuz sizsiniz kaymakam bey. Perde kapanır. 3. Perde Muhtar Koreli Nuri Recep Süleyman Avcı Mehmet Çaycı Ali dayı Süleyman otuz beş yaşlarındadır. Esmer, bıyıklı, kirli sakallıdır. Başında siperli bir şapka vardır. Ceketin içine desenli bir gömlek giymiştir. Ayağında çamurlu lAstik ayakkabılar vardır. Sahne Sahne düzeni, 1. perdedeki gibi düzenlenmiştir. Köylüler kahvede oturmaktadır. Ali dayı da onlara çay dağıtmaktadır. Kapının açılıp kapanma sesi duyulur. Koreli Nuri içeri girer. Hafiften bir türkü sesi duyulur. Koreli Nuri- SelAmünaleyküm ağalar! Köylüler sağ ellerini sol göğüs üzerine değdirerek selAmı alırlar. Köylüler hep bir ağızdan- Aleykümselam!... Koreli Nuri Süleyman'a dönerek- Senin Karaçayır'daki bostana domuz girmiş öyle mi? Süleyman üzgün- He ya... Mısırları perişan etmiş meret! Recep- Oğlum o kadar emek verdin madem, öyleyse ne diye başında beklemedin? Süleyman- Beklemez miyim? Her gece elimde tüfek bekliyordum. Bir dün gece gitmedim. Onlar da bunu fırsat bildi. Avcı Mehmet- Ah ben orada olacaktım ki... Ne sinsi i hayvan yahu... Sanki orada insan olmadığını haber aldı. Muhtar- Oğlum, tahta çitler domuzlara dur diyemiyor artık. Çitleri dikenli telden yapmak lAzım. Süleyman- Doğru dersin Nuri emmi. Bakalım, bir çaresine bakacağız mutlaka. Avcı Mehmet- Siz onu bunu bırakın da şu bizim öğretmen meselesi ne oldu? Recep- Sahi ya... Muhtar canı sıkkın- Hiç o. meseleyi açıp da canımı sıkmayın. Avcı Mehmet- Ne oldu muhtar emmi? Gitmedin mi kaymakama? Recep- Dün gideceğini söyledin ya muhtar emmi! Muhtar- Canım gittim gitmesine de... Koreli Nuri- Eee... Muhtar- Ee si, bekleyeceğiz. Süleyman kızarak- Ooo... Daha ne kadar bekleyeceğiz muhtar emmi? Koreli Nuri- Kaymakam bey ne dedi? Muhtar- Kaymakam bey, beni çok iyi karşıladı. Oturup dertleştik sizin anlayacağınız. Recep- Sonra?... Muhtar- Sonrası... Köylünün sorunlarını o da en az bizim kadar iyi biliyor. "Ama şu an elimden bir şey gelmiyor." diyor. Ali dayı- Ben artık ümidi kestim muhtar! Dün İstanbul'dan haber geldi. Bizim Hasan'ın oğlu orada ya... Ali ile Ayşe'yi gönderin diye yazmış mektupta. Süleyman- Gönderecek misin Ali dayı? Ali dayı- Valla bilmem ki. Akşamdan beri bir düşüncedir aldı bizi. Koreli Nuri- Bana kalırsa gönder. Çocuklar cahil kalmasın bizim gibi. Muhtar- Koreli doğru söyler Ali. Köyümüze ne zaman öğretmen geleceğini Allah bilir. Süleyman- Onlar bari okuyup adam olsunlar. Recep- Bir kişi okusa hepimizin kArına değil mi? Ali dayı- Onlardan ayrılmayı hiç istemiyorum ama... Avcı Mehmet- Ayrılmıyorsun ki. Nasıl olsa tatillerde gelirler. Muhtar- Hem bizim köyümüze öğretmen gelse bile bunun bir de lisesi, üniversitesi var. Nasılsa yollayacağız yavrularımızı. Süleyman-Allah bizim çocukların da yüzünü güldürür inşallah. Bir an önce köyümüze bir öğretmen gelir. Avcı Mehmet-Ali dayı be... Şuradan bir demli çay ver de keyfimiz yerine gelsin. Muhtar- Elbette bir öğretmenin yolu da bir gün bizim köye düşer. Çıkmadık candan ümit kesilmez. Ellerini havaya kaldırır. Ali be... Herkese benden birer bardak çay getir hele... Perde kapanır. 4. Perde öğretmen Ayşe - 10 Kız öğrenci 10 Erkek öğrenci - 1. Kadın - 2. Kadın 3. Kadın - 4. Kadın Süleyman - Recep - Avcı Mehmet Muhtar - Çaycı Ali dayı - Koreli Nuri öğretmen Ayşe, yirmi yaşlarında, dalgalı, kısa saçlı, uzun boylu, esmer biridir. Üzerinde bisiklet yaka bir bluz, altında pileli koyu renk bir etek vardır. Hafif topuklu bir ayakkabı giymiştir. Kız ve erkek öğrencilerin hepsi önlüklüdür. 1., 2. ve 3. kadın orta yaşlıdır. Üzerlerinde bir bluz vardır. Altına şalvar ve lAstik ayakkabılar giymişlerdir. Başlarında renkli yemeniler vardır. 4. kadın yaşlıdır. Kıyafet aynıdır. Sadece sırtında bir yelek vardır. Başını beyaz bir yemeniyle örtmüştür. Daha önceki sahnelerde yer alan oyuncular yaşlanmıştır. Kıyafetleri aynıdır. Sahne Sahne, bir sınıf şeklinde düzenlenmiştir. öğretmen Ayşe tahtanın önünde durmaktadır. öğrenciler sıralarda oturmaktadır. öğretmen Ayşe- Bugün benim için çok güzel bir gün Çocuklar! Çünkü ilk görev günümdeyim. Hem de kendi köyümde sizlerle, öğrencilerimle bir aradayım. Mutluluğumu sizlere nasıl anlatsam bilmem ki... Sınıfın içinde dolaşmaya başlar. Siz yaşlardaydım. öğretmen olmak istiyordum. Kardeşim Ali de doktor olacaktı. Ama biz ne yazık ki sizler kadar şanslı değildik. Çünkü öğretmenimiz yoktu. Tam bir yıl bekledik. Hiç bıkmadan, usanmadan, umutla... Fakat gelmedi. Sonra amcamın oğlu bizi İstanbul'a çağırdı. Köyümüzden, sevdiklerimizden ayrılmak öyle zor geldi ki... Ama bunu yapmalıydık. Okumalıydık. Yıllar su gibi akıp geçti. Çabalarımız boşa Çıkmamıştı. Sonunda kardeşim Ali, doktor oldu, bense öğretmen... Biraz hûzünlenir. Biz okuyabildik ama ya geride kalanlar? Onlara ne oldu? Bir ikisinin, bizim gibi akrabalarının yanına gittiğini duyduk. Gidebilenler okudular. Kalanlarsa... Yutkunur ve başını sallar. Ne yazık ki okuyama-dılar. Bir anda heyecanlanır. Ben istiyorum ki artık okumayan çocuk kalmasın! 1. Erkek çocuk parmak kaldırır. 1. Erkek çocuk hevesli- Ben okuyacağım öğretmenim! Hem de sizin gibi bir öğretmen olacağım. 1. Kız çocuk yüksek sesle- Ben de... Birkaç kişi daha art arda bağırırlar. 2. Kız çocuk kısık bir sesle- Ben doktor olacağım. 2. Erkek çocuk yüksek sesle- Ben mühendis olmak istiyorum. öğretmen Ayşe sevecen- Ne yapacaksın mühendis olunca? 2. Erkek çocuk- Evlerimize su getireceğim. O zaman annelerimiz çeşmelerden su taşımayacak. 3. Erkek çocuk- Ben kaymakam olmak istiyorum. öğretmen Ayşe Sevgiyle gülümser.- Niçin? 3. Erkek çocuk- Kaymakam olunca bu kasabadaki köylere öğretmen, doktor göndereceğim. O zaman herkes okuyabilecek, okumayan kalmayacak köylerimizde. Hastalarımız inim inim inlemeyecek, yollarda acı çekmeyecek. öğretmen Ayşe Sınıfa göz gezdirir.- Başka kimse yok mu? Eliyle işaret eder. 3. Kız çocuk- Ben ressam olmak istiyorum. öğretmen Ayşe gülümseyerek- Çok güzel... Nasıl resimler yapacaksın? 3. Kız çocuk sıkılgan- En çok sizin resminizi yapmak istiyorum. Sonra da köyümün resmini... Ağaçlan, kuşları... öğretmen Ayşe- O zaman şimdiden yapmaya başla olur mu? Biraz duraklar. Çocuklar birbirleriyle konuşur. Uğultular yükselir. öğretmen Ayşe tekrar sınıfa göz gezdirir. Başka... Başka konuşmak isteyen yok mu? Arka sıralardan bir çocuk parmak kaldırır. öğretmene kendisini gösterebilmek için arada sırada ayağa kalkar. 4. Erkek çocuk sesini duyurmaya çalışarak- öğretmenim, öğretmenim!... Sonunda öğretmen onu görür. Çocukların uğultusu devam etmektedir. öğretmen Ayşe yüksek sesle- Bir dakika çocuklar! Arkadaşınız konuşacak. Çocuklar susarlar. öğretmen Ayşe- Senin adın ne bakalım? 4. Erkek çocuk- Erdem... Adım Erdem! öğretmen Ayşe- Peki sen ne olmak istiyorsun? 4. Erkek çocuk- Ben büyüyünce başbakan olacağım. öğretmen Ayşe Gülerek alkışlarlar.- Ooo... Bütün çocuklar dönüp çocuğa bakarlar. öğretmen Ayşe meraklı- Başbakan olunca neler yapacaksın? 4. Erkek çocuk- Demin kaymakam arkadaş dedi ki... Bütün sınıf gülüşür. öğretmen de gülümser. Çocuk devam eder. Dedi ki "Bu kasabadaki bütün köylere öğretmen, doktor göndereceğim. " Ama ben başbakan olunca ülkemin bütün köylerine öğretmen ve doktor yollayacağım. Yeni öğretmenler, doktorlar, mühendisler yetişecek. Artık okuma yazma bilmeyen kalmayacak. Okulsuz, yolsuz, susuz köy kalmayacak. öğretmen Ayşe- Aferin Erdem! Adın gibi erdemli bir insan olursun inşallah! Sonra geri geri gider. Tahtanın yanına gelir. Hepinize güveniyorum çocuklar! Bir gün iyi yerlere geleceğinize ve ülkenize, milletinize, hatta bütün insanlığa hizmet edeceğinize inanıyorum. Umarım mesleklerinizde dürüst insanlar olursunuz ve hep bilgi böyle kalırsınız. Biraz duraklar, sınıfın içinde dolaşır. Sonra el çırparak yeniden söze girer. Çocuklar! Şimdi size bir sürprizim var! Çocukların merakları yüzlerinden okunur. Sabırsızlanırlar. Sizlerden benim yardımcım olmanızı istiyorum. Çünkü bugünden itibaren anne babalarınıza, hatta dedelerinize ve ninelerinize hep birlikte okuma yazma öğreteceğiz oldu mu? Çocuklar hep bir ağızdan- Olduuu!... öğretmen Ayşe- öyleyse herkes kendi evindeki büyüklere her gün ders çalıştıracak. Ben de bu sıralarda onları kontrol edeceğim anlaştık mı? Çocuklar hep bir ağızdan Anlaştık!... Ayşe- O zaman yeni arkadaşlarınızla tanışmaya ne dersiniz? Çocuklar hep bir ağızdan- EveetL. ; Sahneye teker teker köylüler girmeye başlar. Koreli Nuri'nin elinde baston vardır, iki büklüm yürür. Muhtar ve Ali dayı da yavaş yavaş yürürler. Köy kahvesindekilerin hepsi burada toplanmıştır. Birkaç köylü kadın da onlarla birlikte gelmiştir. öğretmen Ayşe ve çocuklar hep birlikte onları alkışlarlar. Perde kapanır Sema Devir “TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN >>>TIKLAYINYorumu şahane bir site burayı sevdimm ->Yazan Buse. Er 8. **Yorum** ->Yorumu SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM... ->Yazan sıla 7. **Yorum** ->Yorumu valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden mugladan sevgiler.... ->Yazan kara48500.. 6. **Yorum** ->Yorumu çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim. ->Yazan Tuncay. 5. **Yorum** ->Yorumu ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. ->Yazan efe . 4. **Yorum** ->Yorumu ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun ->Yazan rabia.. 3. **Yorum** ->Yorumu Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim ->Yazan pınar.. 2. **Yorum** ->Yorumu çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor ->Yazan ESRA.. 1. **Yorum** ->Yorumu Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. ->Yazan Hasan Öğüt. >>>YORUM YAZ<<< Yorum Yazı KAPA/AÇ

köy yolunda gidiyorum ben şarkısı