FatihaSuresi Ve Tamamının Kelime Manası. Allah (Tealâ Hazretlerin) in ismi şerifiyle teberrük ederek (bereketlenerek okumaya) başlarım. Öyle Allah-u Tealâ ki, Rahman sıfatıyla muttasıf (sıfatlanıcı), yani kullarına acımakta nihayete (sona) varan, hakiki (gerçek) nimet verici.
Allahüteâlâ dünyayı ve kâinatın tamamını insan için yarattı. Bitkileri, hayvanları, su, taş, toprak, maden gibi her şeyi insanın faydalanması için yarattı. İnsanları da, kendisini tanımaları ve kendisine ibadet etmeleri için yarattı. Bu tanımanın ve ibadetin faydası da, yine insanlaradır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mimarbina inşa eder ve ölürse bina hiç zarar görmez. Allahu Teala El Hayy, El Kayyum’dur.” İşte Hinduların inancını yukarıda söylemiştik, onlar diyorlar ki Allahu Teala (c.c.) ruhları yarattı, onlar ölüp tekrar dünyaya dönüyorlar. Bu demektir ki; Allahu Teala (c.c.) haşa ölürse bile kainata hiç zarar gelmez..
Allahın ilk yarattığı şey nedir? "Ebu’l-ervah" kimdir, ne anlama gelir? Allah teala ilk neyi yarattı. Konuyu başlatan Çeşm-i Giryan; Başlangıç tarihi 23 Ocak 2018; Çeşm-i Giryan Allah'u Teala'yı" Zikretmek Neden çok önemlidir? sultan_mehmet; 9 Kas 2010; Tasavvuf; Cevaplar 0 Görüntüleme 1K. 9 Kas 2010.
YıllıkSebt. Yemin Günü veya Dingane Günü (Afrikaanca Geloftedag veya Dingaansdag, 16 Aralık) Güney Afrika’da Boerlerin Zululara karşı kazandığı ünlü bir zaferin kutlandığı dinî bayramın adıydı. Yıllık bir Sebt (kutsal bir şükran günü) olarak 1838 yılından beri kutlanan günün adı 1994 yılında Uzlaşma Günü
pbvGEqW.
Aradığınız kelime sarı renk ile işaretlenir. Yazı boyutu WhatsApp Yazıcı İnsan niçin yaratıldı Sual İnsan niçin yaratıldı, vazifesi nedir?CEVAPİmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor kiBütün varlıkların hülasası, özü olan insan, eğlence için, oyun için, yiyip içmek, gezmek, yatmak keyf sürmek için yaratılmadı. Kulluk vazifelerini yapmak için, Rabbine itaat, tevazu, kuvvetsizliğini, ihtiyacını göstermek, Ona sığınmak ve yalvarmak için yaratıldı. Muhammed aleyhisselamın bildirdiği ibadetlerin hepsi, insanlara faydalı şeylerdir. İnsanlara yaradığı için emredilmiştir. Yoksa, hiçbir ibadetin Allahü teâlâya faydası yoktur. Candan teşekkür ederek, minnet ile ibadet yapmalı, tam teslim olarak emirleri yapmaya ve yasaklardan kaçınmaya çalışmalıdır. Allahü teâlâ hiçbir şeye muhtaç olmadığı halde, kullarını, emir ve yasaklar vermekle şereflendirdi. Her şeye muhtaç olan, biz kulların, bu büyük ihsana, bol bol teşekkür etmemiz, bunun için de, emirleri yapmaya candan sarılmamız gerekir. 73. MektubAllahü teâlâ, her şeyin sebepsiz, şartsız, maliki, hepimizin sahibidir. Bütün insanlar, Onun kullarıdır. Kullarına verdiği her emri ve her şeyi istediği gibi kullanması, hep yerindedir ve faydalıdır. Bunda, zulüm olamaz. Memurlar âmirlere, kullar sahiplere emirlerin, işlerin sebebini soramaz. Akla uygun, bundan daha açık bir şey insanları Cehenneme koyup, sonsuz azap yapsaydı, kimin bir şey söylemeye hakkı olabilirdi? Çünkü, kendi yarattığı, yetiştirdiği mülkünü kullanıyor. Başkası yok ki, onun mülküne tecavüz olsun ve zulüm denilebilsin. Halbuki, insanların kullandığı, öğündükleri mallar, mülkler, hakikatte onların değil, hepsi, Onundur. Bizim bunlara el uzatmamız, karışmamız, hakikatte zulümdür. Allahü teâlâ, bu dünyanın düzeni için ve bazı faydalara yol açması için, bunları bize mülk kılmış ise de, hakikatte hepsi Onundur. O halde, bizim bunları, asıl sahibinin mubah ettiği, izin verdiği kadar kullanmamız yerinde olur. 266. mektub[Bugün bile, Allahü teâlâyı inkâr eden, İslamiyet’i beğenmeyen, cahilliğin verdiği cesaret ve taşkınlıkla öğünen cemiyetlerin, Allahü teâlânın emirlerinden çoğunu benimsedikleri göze çarpıyor. Bütün insanların, din ahlakından uzaklaştıkça, geçimsizlik, sefalet, işkence, sıkıntı ile kıvrandıkları görülüyor. Fen aletleri, medeni vasıtalar, akıllara hayret verecek şekilde, ilerlediği halde, dünyadaki huzursuzluğun, insanlıktaki sıkıntının azalmadığı, arttığı, ibretle görülüyor.]“Sizi boş yere mi yarattık?” Sual Bir arkadaş “ Hiçbir şey kendiliğinden olamayacağı için Allah’a inanıyorum, ama dinlere, Peygamberlere, ahirete inanmıyorum” diyor. Buna ahiretin varlığını nasıl inandırabilirim?CEVAPArkadaş sözünde samimi değildir. Çünkü Nasreddin Hocanın, doğduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun dediği gibi, “Ben öğrenciyim ama, öğretmene, derse, imtihana inanmam denir mi? Ben kanuna inanırım ama, savcıya, mahkemeye inanmam denir mi?İstisnalar hariç, bütün fen adamları, bu kâinatın kendiliğinden var olmadığını, bir yaratıcısının bulunduğunu ittifakla bildirmişlerdir. Fen ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlar, bir karıncayı, bir kuşu, bir arpa tanesini yaratamaz. Akıllı ve bilgili bir kimse, kâinata bakınca, çok intizamlı yaratıldığını görür. Bunun kendiliğinden olmadığını anlar. Başıboş yaratılmayan insanın, ne yapması gerektiğini Peygamberleri vasıtası ile, kitaplar göndererek bildirmiştir. Son Peygamber olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabı ise Kur'an-ı kerimdir. Kur'an-ı kerim çok veciz olduğu için, Peygamber efendimiz bunu hadis-i şerifleri ile açıklamıştır. Hadis-i şerifler de, diğer insanların sözlerine göre veciz olduğu için, bizlerin kolayca anlayabilmesi için âlimler bunları açıklamıştır. Bu, doktor ve eczacının ilacı hastaya verirken, aç karnına-tok karnına, sabah akşam birer tane, suyla iç, sütle içme gibi tarifine benzetilebilir. Kur'an-ı kerimde insanın niçin yaratıldığı bildirilmiştir Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. [Zariyat 56] Allahü teâlâ, “Emrime uyan Cennete, uymayan ise Cehenneme gidecektir” buyurmuştur. İbadetlerin faydası Allahü teâlâya değil, herkesin kendinedir. Maaşla çalışan bir doktor, bir hastaya ilaç verse, ilacın doktora faydası yok diye o ilacı kullanmamak akla uygun değildir. Zehir içsem doktora ne zararı olur diyerek zehir içmesi de ahmaklıktır. İşte, günahlarımın Allah’a bir zararı yok diyerek, her çeşit günahı işlemek akıllı insanın yapacağı iş değildir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki Akıllı kimse, Allah’a ve Peygamberine inanan ve ibadetlerini yapandır. [ Öldükten sonra başına gelecekleri düşünmeyene, kendisini ebedi tehlikeye atana akıllı denebilir mi? Kur'an-ı kerimin çok yerinde, Düşünmüyor musunuz? diye ikaz edilmektedir. Hadis-i şerifte, Aklı olmayanın dini de yoktur buyurulmuştur. Tirmizi Her insanın yaptığı ibadetin faydası kendisinedir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki Kim, [ibadetlerini yapar ve günahlarından] temizlenirse, faydası kendisinedir. [Fatır 18] Benim ibadetime Allah’ın ihtiyacı yok diye, yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer. Bu hastasına doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, “Perhiz yapmazsam doktora hiç zararı olmaz” diyerek, perhiz yapmıyor. Evet doktora zararı olmaz, ama kendine zarar vermektedir. Doktor, kendine faydası olduğu için değil, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir. Doktorun tavsiyesine uyarsa, şifa bulur. Uymazsa ölür gider. Tabibin bundan hiç zararı olmaz. Bunun gibi, Allah’ın benim ibadetime ihtiyacı yok diyerek ibadetten kaçanlar da, Cehenneme Masum hazretleri buyurdu kiAllahü teâlâ, insanları başıboş bırakmadı. Her istediklerini yapmaya izin vermedi. Nefslerinin arzularına tabi olmalarını, böylece felaketlere sürüklenmelerini dilemedi. Rahat ve huzur içinde yaşamaları ve sonsuz saadete kavuşmaları için gereken faydalı şeyleri yapmalarını emretti. Zararlı şeyleri yapmalarını yasak etti. Saadete kavuşmak isteyen, dine uymaya mecburdur. Nefsinin ve tabiatının, dine uymayan arzularını terk etmesi gerekir. Dine uymazsa, sahibinin, yaradanının gadabına, azabına düçar olur. Dine uyan kul, mesut, rahat olur. Sahibi onu sever. Dünya ziraat yeridir. Tarlayı ekmeyip, tohumları yiyerek zevk ve safa süren, mahsul almaktan mahrum kalacağı gibi, dünya hayatını, geçici zevklerle, nefsin arzularını yapmakla geçiren de, ebedi nimetlerden, sonsuz zevklerden mahrum olur. Bu hâl, aklı başında olanın kabul edeceği bir şey değildir. Sonsuz lezzetleri kaçırmaya sebep olan geçici ve zararlı lezzetleri tercih etmez. Dine uymak için, önce Ehl-i sünnet âlimlerinin, Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden anlayıp bildirdikleri Akaide uygun iman etmek, sonra haram, yasak edilmiş olanları öğrenip bunlardan sakınmak, daha sonra, yapması emr olunan farzları öğrenip yapmak gerekir. Bunları yapmaya İbadet etmek denir. Haramlardan sakınmaya Takva denir. [ gayesiSual Allah, dünyayı ve insanları niye yarattı? Niye bir kısmını Cennete, bir kısmını da Cehenneme koyacak?CEVAPAllahü teâlâ dünyayı ve kâinatın tamamını insan için yarattı. Bitkileri, hayvanları, su, taş, toprak, maden gibi her şeyi insanın faydalanması için yarattı. İnsanları da, kendisini tanımaları ve kendisine ibadet etmeleri için yarattı. Bu tanımanın ve ibadetin faydası da, yine insanlaradır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor kiAllahü teâlâ, hiçbir şey için, hiçbir şeye muhtaç değildir. Yaratılmakla, biz kıymetlendik, şereflendik. Zâriyat suresinin, İnsanları ve cinleri, bana ibadet etmeleri için yarattım mealindeki 56. âyet-i kerimesindeki ibadet etmeleri için ifadesi, beni tanımaları için demektir. Yani, Allahü teâlâyı tanımak, inanmak için yaratıldık. Hadis-i kudside, Tanınmak için, her şeyi yarattım buyurması, Beni tanımakla şereflenmeleri için demektir. 1/266Cennet ve Cehennem de, insanların amellerine göre yaratıldı. İman edip iyi işler yapanlar Cennete, iman etmeyenler Cehenneme gidecek ve hepsi orada sonsuz kalacaktır. Hiç kimseye zulmedilmeyecek, orada herkes yaptığının karşılığını sebebiSual Allah’ın İnsanları, beni tanımakla şereflenmeleri için yarattım dediği bildiriliyor. Kâfirler, Allah’a inanmadıkları için tanımış olmuyorlar. Tanımayınca yaratılmalarının sebebi nedir?CEVAPKur’an-ı kerimde, İnsanları bana kulluk etmeleri için yarattım buyuruluyor. İnananlar kulluk edip şerefleniyorlar. Kâfirler inanmadıkları için bu şereften mahrum kalıyorlar. Böylece imtihanı kaybetmiş oluyorlar. Kâfir de ahirette tanıyacak; ama bu tanıması, müminin tanımasından çok farklı olacaktır. Mümin Allahü teâlâyı görmekle şereflerin, nimetlerin, en büyüğüne kavuşacak, kâfir ise, görünce azapların en büyüğüne maruz kalacaktır. Kâfirlerin, kıyamette Allahü teâlâyı görmesi, Cehennem azabından çok daha şiddetli olacaktır. Türkçe karakterler İhlas VakfıDünya İçin Paylaşma Vakti Online Bağış Yapmak İçin
Error 522 Ray ID 7383f1283be1b816 • 2022-08-09 223157 UTC AmsterdamCloudflare Working Error What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 7383f1283be1b816 • Your IP • Performance & security by Cloudflare
Sual Ateist diyor ki Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoksa ne diye insanları, cinleri, melekleri ve canlı cansız mahlûkları yarattı? Bizim ibadetimizin ona bir faydası, günahlarımızın da ona bir zararı olmadığı halde, ne diye ibadet etmeyip isyan edenleri Cehenneme atıyor?CEVAPHadis-i kudside, İnsanları, beni tanımakla şereflenmeleri için yarattım şerefe kavuşup kavuşmama tercihini de kullarına bıraktı. Ateistlerin, Biz Allah’a inanmıyoruz, Allah’ı tanımakla şereflenmediğimize göre, Allah’ın maksadı hâsıl olmadı demeleri yanlıştır; çünkü çok kimse, belli bir yaşa gelince, Allahü teâlâyı tanımaya başlıyor. Kâfir kalıp hiç tanımasa bile, zaten tercih kullara bırakılmıştı. Kâfirler de, ahirete gidince tanıyacaklar. Tanımayan hiç kimse kalmayacaktır. Bir âyet-i kerime mealiCin ve insanları ancak, beni bilip itaat, ibadet etmeleri için yarattım. [Zariyat 56]İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki Bu âyet-i kerime gösteriyor ki, cin ve insanların yaratılması, Allahü teâlâyı tanımaları içindir ki, bunlar için şeref ve saadettir; yoksa Allahü teâlânın bir şey kazanması için değildir. Hadis-i kudside, Tanınmak için her şeyi yarattım buyurması, Onların beni tanımakla şereflenmesi için demektir; yoksa Tanınayım ve onların tanımasıyla kemal bulayım demek değildir. Bu mânâ, Allahü teâlâya lâyık olmaz. 1/266Bir âyet-i kerime meali de şöyledir Yerde olan her şeyi sizin için yarattım. [Bekara 29]İki hadis-i kudside buyuruluyor ki Seni kendim için yarattım. Başka şeylerle oyalanma! [İslam Ahlakı]Ey Âdem oğlu, sizi kendim için yarattım. Her şeyi de sizin için yarattım. Senin için yarattıklarım, seni, kendim için yaratılmış olduğundan alıkoyup gâfil ve meşgul etmesin. [İslam Ahlakı]Bir âyet-i kerime meali de şöyledir Sizi abes olarak, oyuncak olarak mı yarattım? Bize döndürülmeyeceğinizi mi sanıyorsunuz? [Müminun 115]Bizim ibadetimize Allah’ın ihtiyacı yoktur, günahlarımız da ona zarar vermez diyerek Allahü teâlâya ibadet etmeyen kimse, perhiz yapmayan, ilaç kullanmayan hastaya benzer. Doktor bu hastaya perhiz tavsiye etse, bazı ilaçlar verse, bu hasta da, Perhiz yapmazsam, ilaçları almasam doktora hiç zararı olmaz, perhizin ve ilaçların ona bir faydası olmaz diyerek gerekli ilaçları kullanmasa, elbette doktora zararı olmaz; ama kendine zarar verir. Doktor, kendine faydası olduğu için değil, onun hastalıktan kurtulması için, ilacı tavsiye ediyor. Doktorun tavsiyesine uyarsa şifa bulur, uymazsa hastalığı artarak ölür gider. Doktorun bundan hiç zararı olmaz. İşlediğim günahların Allah’a zararı olmaz, ibadetlerimin de faydası olmaz diyerek, Allahü teâlâya isyan edip, ibadet etmekten kaçanlar da, Cehenneme ve yaratılış gayesiSual Ateistlerin sorusu Zariyat sûresinin, 56. âyetinde, Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etmeleri için yarattım denirken, A’raf sûresinin 179. âyetinde, Biz, cin ve insanların çoğunu Cehennem için yarattık deniyor. İnsan ve cin, kulluk için mi, yoksa Cehennem için mi yaratıldı? Bu iki âyet çelişkili değil mi? Bir de, Tanrı, insanların Cennete veya Cehenneme gideceğini biliyorsa veya Cehennem için yaratmışsa, onları imtihan etmesi, sorguya çekmesi gereksiz değil mi?CEVAPBöyle sualler, ateistlerin sitelerinde bulunduğu için sık sık gündeme ilmi, ancak o ilmin uzmanları anladığı gibi, âyetleri de, Peygamber efendimiz ve müfessir âlimler anlar, herkes anlayamaz. Anlayamayınca da böyle çelişki var âyette, cin ve insanların kulluk için yaratıldığı bildiriliyor. Cin veya insan, bu yaratılış gayesine uymazsa, elbette sorumlu âyet eksik alınmış. Devamında açıklaması var. O âyetin tamamının meali şöyledirBiz, cin ve insanların çoğunu Cehennem için yarattık. Onların kalbleri var, anlamazlar, gözleri var, görmezler, kulakları var, işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidir, hattâ daha da aşağıdır. Bunlar gâfillerin ta kendileridir. [A’raf 179]Âyet-i kerimenin daha kolay anlaşılan meali şöyle oluyorCin ve insanların çoğunu teşkil eden, anlamayan kalbleri, görmeyen gözleri, işitmeyen kulakları olan gâfiller, hayvan gibi, hattâ daha aşağı oldukları için Cehenneme gidecektir.Demek ki Cehennem için yaratılan cin ve insanların vasıfları âyetin devamında anlatılıyor. Cehennemlik olanlar için, bu gâfillerin hayvan gibi, hattâ daha da aşağı olduğu gâfiller niye anlamaz, görmez ve duymaz? Sebebi imansız olmalarıdır. İman olursa, kalbe nur dolar, o nur hem kulağa, hem göze tesir eder; göz görmeye, kulak da duymaya başlar. Bunları kısaca açıklayalımKalbleri var, anlamazlar Cehenneme gidecek olan bu imansızlar neyi anlamazlar? İyiyi kötüyü, imanı küfrü, hayrı şerri, kârı zararı, Cenneti Cehennemi anlamazlar. Canlıları ayakta tutan ruhu anlayamazlar. Her canlıya can veren muazzam kudret sahibini elbette anlayamazlar. Çünkü basiretleri var, görmezler Gözleri var, ama görmezler. Dünya’nın nasıl direksiz durduğunu, Güneş’in asırlardır devam eden ışık ve ısısını göremezler. Yerdeki ve göklerdeki nizamı göremedikleri gibi, kendi vücutlarındaki harikaları da göremezler. Camileri, Cennete giden yolları, Ehl-i sünnet âlimlerini ve kitaplarını görmezler, göremezler. Bunun gibi ibret alınması gereken varlıkları, olayları Ay, Güneş yıldızlar ve gezegenler var. Bunlar boşa mı yaratıldı. Bunları ve insanı yoktan kim yarattı? Öküzün trene baktığı gibi Ay’a Güneş’e bakar da ibret var, işitmezler Okunan Kur'an-ı kerimi ve ezanı işitmezler, yani ona inanmazlar. Hak sözleri ve gerçekleri işitmezler. Hayvan gibidirler, hattâ daha da aşağıdırlar deniyor. Ha öküz trene bakmış, ha ateist Güneş’e bakmış, arasında ne fark var? Güneş, şimdiki yerinden çok uzakta olsaydı, soğuktan her yer donardı. Şimdikinden çok yakın olsaydı, bu sefer de her yer yanardı. Hayat olmazdı. Bunları tam yerine kimin koyduğunu düşünmeyenin hayvandan farkı ne ki?İmansızların dilsiz oldukları da bildiriliyor. Birkaç âyet-i kerime mealiOnlar sağır, dilsiz, kördür, doğru yola dönmezler. [Bekara 18]Onlar, sağır, dilsiz, kördür, düşünemez, akledemezler. [Bekara 171]Onlar karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizdir. [En’am 39]Onlar, yaratıkların en kötüsü, gerçeği düşünemeyen, akledemeyen sağır ve dilsizlerdir. [Enfal 22]Neden dilsizler Neyi söylemezler ki? Kelime-i şehadeti söylemezler. Kâinatın bir yaratıcısı vardır demezler, diyemezler. Ne kadar doğru varsa, hepsini inkâr edip gerçekleri bütün kâinatın yoktan meydana geldiğini, her şeyi yaratanın doğa olduğunu söylediği hâlde, yok olanların, çürüyenlerin ve ölülerin tekrar dirilebileceğine akıl erdiremiyor. Bu nasıl doğa ki, gezegenleri, Dünya’yı, Ay’ı, Güneş’i, insanları, hayvanları, karaları ve denizleri hiç yokken meydana getiriyor, bunlar yok olunca eski hâline getiremiyor? Doğanın gücüne ne oldu? Bu kadar ahmaklık nasıl oluyor?Doğa demeyip başka güç dense de, hiç yokken meydana getiren, yok olduktan sonra da meydana getiremez mi? Önceki gücünü nereden almışsa, yine aynı yerden niye alamasın?İmansız ne kadar kafasız ki, Güneş’i, Dünya’yı ve kâinattaki her şeyi görüyor. Kendiliğinden olmayacağını da biliyor. Bunları yaratanın, tekrar yaratmasını [diriltmesini] imkânsız görüyor. Bu kadar akılsızlık olur mu?Yoktan var olduğuna inanıp da, yok olduktan sonra tekrar var olacağına inanmamak kadar saçmalık olur mu? Bu ateist, ateşe, ineğe, puta tapanlardan daha gibi, ateistin sorduğu iki âyet arasında, hiçbir çelişki yoktur. Dünya işlerinde de böyle değil mi? Mesela devlet, Bütün okulları eğitim öğretim için açtık. Ama şu notu alamayanlar, sınıfta kalır, şu kadar yıl üst üste sınıfta kalan da okuldan atılır. Şu suçları işleyenler cezasını görür diyor. Şimdi, hani öğrenciye eğitim verecektin, niye okuldan attın, niye cezalandırdın denir mi?İnsanların çoğunun cehennemlik olduğunu bildiren yukarıdaki âyete benzer çok âyet vardır. Birkaçının meali şöyledirİnsanların çoğu kâfirdir. Nahl 83Çoğu fâsıktır. Maide 49, 81,Tevbe 8, Hadid 16, 27Çoğu müşriktir. Rum 42Çoğu inanmaz, iman etmez. Bekara 100, Hud 17, Rad 1Çoğu inkârcıdır. İsra 89Çoğu gâfildir. Yunus 92Kâfirlerin çoğu akletmez, kafası çalışmaz. Maide 103Ölüleri Allah’ın dirilteceğini çoğu bilmez. Nahl 38Kıyametin geleceğine çoğu inanmaz. Mümin 59Doğru olan dinin Müslümanlık olduğunu çoğu bilmez. Rum 30, Yusuf 40Çoğunu Cehennem için yarattık mealindeki âyetin, Çoğu Cehenneme gidecektir anlamında olduğunu yukarıdaki âyetler açıkça gereksiz mi?Son sorunun cevabı şöyledirAllahü teâlâ, imtihan etmeden de, kullarının ne yapacağını, hangi günahları işleyeceğini elbette bilir. İmtihanı kendisi için değil, insanlar için yapıyor. Mesela Allahü teâlâ, ateiste, Ben biliyorum ki, sen zaten inanmayacaktın, onun için seni Cehenneme attım deseydi, ateist, Suçum yokken, imtihan edilmeden, beni cezalandırmak adaletsizliktir. Beni dünyaya gönder, iyi ameller işleyeceğim demez miydi? Ateistin ve diğer kâfirlerin böyle diyememeleri için, onlar dünyaya getirilmiş, onlara akıl verilmiş, iyi kötü yol gösterilmiş, böylece itiraz edecek bir mazeretleri kalmamış oluyor. Kâfirler, buna rağmen, bir kurtuluş ümidiyle, mealen şöyle diyeceklerRableri huzurunda başları öne eğik, “Rabbimiz, gördük, duyduk, şimdi bizi dünyaya geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık” diyecekler. [Secde 12]Ey Rabbimiz, bize az bir süre ver, senin davetine uyup elçilerine tâbi olalım. [İbrahim 44Bunlara, Siz dünyadan gelmiyor musunuz? denecektir. Kurtuluş ümidi kalmayan kâfirler, Keşke toprak olsaydık diyeceklerdir. Nebe 40Toprak da olamayacaklar, sonsuz azaba mâruz diyoruz ki Bu feci hâle düşmeden iman nimetine kavuşmalısınız.
Hikmet ehli zatlar buyuruyor kiİnsan niçin yaratıldı? Allahü teâlâ insanları niye yarattı? Rabbimiz insanı, kendisini tanımakla ve ona kulluk etmekle şereflenmesi için yarattı. Yaratılış gayesini bilmeyen insan, hep sıkıntı içinde zaman kendimize, Dünyaya niçin geldik, geliş gayemiz nedir? diye sormak gerekir. Hepimiz Allah’ın kullarıyız. O, kullarına ne isterse yapar. O ne isterse, yapmak mecburiyetindeyiz. Ne yaparsak yapalım, Onun rızası için yapmamız gerekir. Hac Onun için, namaz Onun için, hediyeleşmek Onun için, para Onun için, yani her şey Onun için olmalı. Eğer Onun için değil de başkası içinse, felaket dostluk, düşmanlık, sevgi, nefret, hatıra ne gelirse, burada Rabbimizin emri ne, yasağı ne, rızası ne, onu düşünmek zorundayız. Aksi halde nefsimizin istediğini yapmış oluruz ki, bu çok baba, sadece dünyaya gelmemize sebeptir. Su, hava, ekmek de sebeptir. Bunlar olmasa yaşayabilir miyiz? Ama biz, onlar için yaratılmadık, Allah için yaratıldık. Bu sebeplerin hepsine hürmetimiz var; fakat biz onların değil, Allah’ın kuluyuz. Eğer Onun rızasını gözetmeden, ana babamıza yıllarca, hatta asırlarca hizmet etsek, zerre kadar kıymeti gibi, Hazret-i Ali’yi Peygamber efendimizden ayırarak seven, ayrı bir din gibi gören küfre girer. Ehl-i beytin ve Eshab-ı kiramın hepsini sevmeliyiz; ama Cenab-ı Peygambere iman ettikleri için, Ona tâbi oldukları için sevmeliyiz. Bütün müslümanları da bunun için Allah’a ortak koşmaktır, en büyük felakettir. Allah var, şeriki yani ortağı yoktur. Allahü teâlâ, Şirk hariç her günahı affedebilirim; ama şirki affetmem buyuruyor. Şirki affetmem demek, Şirk üzere [imansız] ölenleri affetmem demektir. Yoksa bir müşrik, Müslüman olunca onu içtiğimiz, çalıştığımız, konuştuğumuz, dinlediğimiz, yazdığımız her şey, yani bütün yaptıklarımız Allah için olmalı; çünkü Cenab-ı Hak Kur’an-ı kerimde mealen, Kim Allah içinse, Allah da onun içindir buyuruyor. Hiçbir köle, iki evin birden kölesi olamaz. Ya o evin kölesi oluruz, ya bu evin kölesi oluruz. Hem nefsimizin kölesi, hem de Allah’ın kölesi olamayız. İkisinin de kölesi oluruz dersek, kendimizi kandırmış oluruz. Sadece nefsimizin kölesi olmuş oluruz, Rabbimizin kölesi olmamış teâlâyı, her şeyimizi yaratan Rabbimizi bırakıp da, başkasına tapmamız olacak şey değildir. Her şeyi Rabbimiz veriyor, biz kime teşekkür ediyoruz? Rabbimiz bizi görüyor, işitiyor, yani ne yapıyorsak biliyor; ama biz utanmadan Ona isyan edersek, bunun vebali büyük önce tevbe eden, geç kalmamıştır. O halde hemen tevbe edip, kendimize gelmek zorundayız.
allahu teala insanları neden yarattı